“Sürecin” ayrık otları
Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024 tarihindeki meclis açılışında DEM partililerle tokalaşması, 22 Ekim tarihinde Öcalan’ı Meclis kürsüsüne davet etmesi, 27 Şubat 2025 tarihinde Abdullah Öcalan’ın PKK’yi “feshettiğini” ilan etmesi, 11 Temmuz 2025 tarihinde Süleymaniye’deki sembolik silah bırakma töreni ve 5 Ağustos 2025 tarihinde TBMM’de ilgili komisyonun ilk toplantısıyla devam eden bir süreç işliyor.
Bir olguyu “süreç” olarak tanımlayabilmemiz için başlangıç ve bitiş anlarının olması gerekli. Her süreci başlama anından önceki tarih belirler ve aynı şekilde asıl değişim, süreç tamamlandıktan sonra belirginleşir. İnsanlar, olaylar, kavramlar sabit, değişmez anlamlar taşımıyorlar. Her tarihsel- toplumsal değişim, süreçleri “anlamlandırma” eylemini de etkiliyor, değiştiriyor.
Devlet Bahçeli-Abdullah Öcalan ilişkisinde sembolize olan barış sürecine dönelim. İkisinin aynı yıllarda Ankara’da ilk gençliklerini geçirdiklerini, belki de birbirlerinden haberdar olduklarını biliyoruz. Uzun yıllar boyunca birbirine taban tabana zıt yönde yürümüş, birbirlerini öldürmek, öldürtmek istemiş, bu uğurda binlerce insanın öldürülmesini göze alarak ihtiyarlamış iki insan. Elli yıldır birbirlerini azılı düşman olarak gören iki lider, son bir yıldır ortak bir amaç uğruna birbirleri hakkında çok “içten, güzel” sözler söyleyerek bir süreç başlattılar. İkisinin de açık erişimde olan ya da elden ele (whatsuptan whatsupa) paylaşılan sözlerine baktığınızda birbirlerini “bilge, devlet adamı, devlet aklı, kurucu önder” vb. sıfatlarla övdükleri anlaşılıyor.
Bahçeli-Öcalan “barışma” sürecini başlatan etkenler, sürecin........
© Birgün
