menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Flanörün dönüşü/mü

27 5
04.04.2025

“Kalabalıklarda yaşar… Aşkı, işi, gücü kalabalıklardır. Ahalinin orta yerini, hareketin gel-git noktasını, gelip geçici ile sonsuzun arasını mesken tutmak müthiş bir keyiftir. Evden uzak kalmak, ama her yerde evinde hissetmek; dünyanın merkezinde olmak, dünyayı gözlemek, ama dünyadan saklı kalmak… O, her yerde kimliğini gizleyerek dolaşmanın tadını çıkaran bir prenstir” (Modern Hayatın Ressamı). Baudelaire’in 19. yüzyılda tanımladığı flanör, bugün de kalabalıkları, gel-git noktalarını mesken tutar. Fakat artık meydanlarda yalnız değildir, flanöz de vardır. Ve salt gözlemci olma lüksünü de yitirmiştir. Kalabalıklarla birlikte akar, güçlü akıntılar, anaforlar yaratır ve kalabalıklarla birlikte savrulur. Kalabalıklara karışmak, “düşlerden oluşan büyülü bir toplum”a girmek, “dipsiz bir elektrik sarnıcı”na dalmak gibidir. Kalabalıklarda bedenler birbirlerinden elektrik alır ve çoğaltarak diğer bedenlere aktarır. Ve elektrik yere çivilenmiş bedenleri bile yerlerinden zıplatır. Hâlâ zıplamayanlar varsa bilin ki onlar ya ölülerdir ya da ölü taklidi yapanlar. Marx’ın İsa’ya atfen söylediği gibi, “Bırakın ölüleri, kendi ölülerini gömsünler!” Fakat gömmüyorlar. Ölüler aramızda ve konuşmaya devam ediyorlar. Toplum keskin bir sınırla ikiye ayrılmıştır. Bir tarafta “oturun yerinize!” diye öğüt verenler; diğer tarafta yaşamın güç santralına yerleşenler. Flanör yerini çoktan seçmiştir: Kalabalıklar; kuvvet........

© Birgün