Tarifeler hiçbir zaman tarafsız ve adil değildi
Trump’ın gümrük tarifeleri birçok yönüyle değerlendirilmeye konu oluyor. Bu müdahale, diğer birçok şeyin yanında, ticaretin “tarafsız bir zemin” olduğu iddiasının bir yanılsama olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Emperyalizmin -nicedir altını çizdiğimiz gibi- sadece askeri işgallerle değil, ekonomik yaptırımlar ve tarife rejimleri aracılığıyla da işlediği bir kez daha görünür hale geldi. Bu açıdan bakıldığında, tarife dayatmasının halk egemenliğine yönelik bir saldırı olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Bugün gıda da bu düzlemde uluslararası ilişkilerde açık bir baskı ve yönlendirme aracına dönüşmüş durumda. Aslında bu yeni bir gelişme değil. Gıdanın üretimi, niteliği ve pazara erişim koşulları uzun süredir küresel piyasa çıkarlarının alanı. Ve ABD’nin gıda sistemi modelini ihracını mümkün kılan en önemli araçlardan biri zaten gümrük tarifeleri olagelmiştir. Dünyanın dört bir yanında sermayenin tarıma yönelik onlarca yıldır sürdürdüğü saldırı; Dünya Ticaret Örgütü, DB, IMF, ikili ticaret anlaşmaları, NAFTA ve AB bağlantılı Gümrük Birliği düzenlemeleri aracılığıyla hayata geçirilmiştir..
∗∗∗
Türkiye’de de bunun örnekleri bolca görüldü. Örneğin buğday, pamuk, arpa, mısır vb ürünlerde tam da hasat dönemlerinde gümrük........
© Birgün
