Eylül’den Ekim’e isyan yayılıyor, değişim şart
1980’lerden bu yana neoliberalizm dünyaya bir reçete olarak dayatıldı. Serbest piyasa, özelleştirme ve küresel entegrasyonun demokrasi, refah ve kalkınma getireceği vaat edildi. Ancak aradan geçen kırk yıla yakın sürede bu vaatlerin hiçbirinin gerçekleşmediği, tersine neoliberalizmin çürümenin başlıca kaynağı haline geldiği açıkça görülüyor. Sosyal devletin tasfiyesi, emeğin örgütsüzleştirilmesi, tarımın ve kamusal hizmetlerin piyasa insafına bırakılması, derinleşen borç bağımlılığı ve yolsuzluk ağları bugün her yerde yaşam standartlarını aşağıya çekmiş durumda. Neoliberal evre, 21. yüzyılın ilk çeyreğinin sonunda otoriter, baskıcı, yoz iktidarların yükselişiyle damgalanıyor. Bu rejimler, krizi yönetmek yerine baskıyı artırarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Tam da bu nedenle bugün gördüğümüz toplumsal hareketler, yalnızca geçici tepkiler değil, gidişatın önümüzdeki onyıllarda nereye varacağını gösteren işaret fişekleri. Sağlık emekçilerinin, çiftçilerin, öğrencilerin, kadınların ve geniş yoksul kesimlerin sokağa çıkışı, neoliberalizmin çürümüşlüğüne rıza göstermeyecek yeni bir kuşağın yükseldiğini haber veriyor. Gençlik, kamusal hakların savunulmasını özgürlük, demokrasi ve adalet arayışıyla birleştiriyor.
Eylül ayına dünyanın farklı köşelerinde gerçekleşen protestolar da bu gerçeğin boyutlarını gösteriyor. Protestolarda başı gençlik hareketleri çekti. Ancak sadece gençlik değil, geniş toplum kesimleri de sokağa çıktı. Kemer sıkma paketleri, sübvansiyon kesintileri, dış borç disiplinleri gibi politikalara karşı ulaşımda, gıdada, sağlıkta, eğitimde erişilebilir fiyatlar, tarımda kamusal bütçe, demokratik denetim ve halk egemenliği talepleri her yerde halkı sokağa dökmeyi sürdürüyor.
∗∗∗
Gençlik hareketlerinin itiraz repertuarını anlamanın bir yolu da eylemlerin diline bakmaktan geçiyor. Eylemlerde elden ele dolaşan One Piece’in “Hasır Şapka” bayrağı, bu dilin en çarpıcı ifadesi. One Piece, kendini tanrı yerine koyan yoz bir otoriteye karşı özgür ruhların direnişini anlatıyor; karakterleri, her koşulda gülümsemeyi, dayanışmayı ve direnmeyi seçiyor. Bu nedenle bayrak, yalnızca bir çizgi-roman göndermesi değil, aynı zamanda neoliberal düzenin çürümüş iktidarlarına karşı kuşakların ortaklaşan mücadelesinin simgesi haline geliyor.
2021’de Myanmar’da cunta rejimine karşı sivil direnişte ilk kez dünya çapında simgeleşen bayrak, 2025’te yeni bir dolaşıma girdi. Endonezya’da ayrıcalık rejimine ve yaygın yolsuzluğa, Filipinler’de Marcos diktatörlüğünün yıldönümünde yeniden yükselen kitle protestolarına, Nepal’de istikrarsızlık ve eski düzen siyasetinin reddine karşı Gen Z öncülüğündeki hareketlere taşındı. Devletlerin sembolü yasaklama ve gözetim altına alma girişimleri ise ters tepti; bayrağın anlamını daha da keskinleştirdi. Son olarak geçtiğimiz hafta Madagaskar’da ortaya çıkan bayrak, neoliberal çürümenin yol açtığı krizlere karşı gençliğin özgürlük, demokrasi ve adalet sancaklarını elden bırakmayacağını gösterdi.
Madagaskar’daki protestolar, neoliberal çürümenin en görünür yüzlerinden biri olan kamusal hizmet krizinden patladı. Ülke genelinde haftalarca süren elektrik ve su kesintileri, teknik aksaklıkların ötesinde yönetimin yolsuzluk ve başarısızlıklarını örtmeye çalışan bir rejim biçiminin sembolü haline geldi. Halk, en temel ihtiyaçların bile güvence altına alınamamasını siyasal iktidarın........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel