menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çiftçiye ne olacak?

3 1
07.01.2025

2025 yılına girerken, tarımsal krizin yalnızca üreticileri değil, geniş halk kesimlerini de derinden etkilediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Harcama gruplarındaki artış oranları, bu etkilerin ne kadar yıkıcı olduğunu gösteriyor. Kira, eğitim, sosyal hizmetler gibi temel ihtiyaçlarda yıllık artış oranları yüzde 85’in üzerinde seyrediyor. Gıdada ise taze balık yüzde 80, taze sebzeler yüzde 74, meyve yüzde 62 oranında zamlanmış durumda. Bu tablo bize, sorunlara yapısal çözümler geliştirilmediği takdirde krizin derinleşmekle kalmayarak toplumsal yapıyı da ciddi şekilde sarsmayı sürdüreceğini gösteriyor.

∗∗

Öncelikle kısaca hatırlayalım; 2024’te tohum, gübre, mazot ve sulama gibi temel girdilerde yaşanan maliyet artışları ve diğer yaşam maliyetlerindeki artışlarla birleşerek çiftçiler için geçimi imkansız hale getirdi. Çiftçi ürününü ya satamadı ya da çok düşük fiyatlarla elden çıkardı. Üretim ile tüketim arasındaki fiyat makası genişledi ve gıda enflasyonu durmaksızın arttı. Zehirli kimyasal kalıntıları nedeniyle geri dönen ürünler gıda güvenliğine gölge düşürdü. Et ve bakliyat gibi temel ürünlerde dışa bağımlılık arttı. Çiftçilerin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan borçları, sürdürülemez seviyelere ulaştı. Tüm bunlar olurken Bakanlık işlenmeyen arazileri kiralamaya soyundu. Kısacası 2024 Türkiye’de tarım........

© Birgün