menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aile hekimliği dikiş tutmuyor

24 9
22.09.2025

AKP’nin sözde sağlık “reformu”nun gözbebeğiydi. Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ her gece televizyonları dolaşıyor, anlata anlata bitiremiyordu.

Nuh Nebi’den kalma Sağlık Ocağı Modeli yerine Aile Hekimliği Türkiye Modeli kuruyorlardı. Artık herkesin bir aile hekimi olacak, ailenin bütün bireylerini ana rahmine düşmesinden cenaze namazının kılınmasına kadar takip edecekti. Aile hekimi aile fotoğrafında yer alacak, istenildiği zaman kolayca ulaşılabilecekti.

Vatandaşlar bütün sağlık sorunları için ilk baş aile hekimine başvuracak, böylece hastanelerin yükü de fevkalade azalacaktı.

Bu arada altı yıllık mesleki eğitimine rağmen “Siz ne doktorusunuz, doktor bey, doktor hanım?” sorusuna “Pratisyen hekimim.” diye cevap vermekten utanan bazı pratisyenler de yeni bir kimliğe kavuşmuş olacaktı. Aslında zaten aile hekimliği diye bir uzmanlık dalı vardı ama uzman hekim aile hekimi ile pratisyen hekim aile hekimi farkı fark etmiyordu.

Böylece ortalığı vizyonu “Ülkemizdeki Aile Hekimliği uygulamasını Dünya’da ‘Birinci Basamak Sağlık Hizmeti’ olarak model alınan bir noktaya getirmeyi ve bu konuda söz sahibi olmayı amaçlamak”, iddiası “Geleneksel STK anlayışlarını değiştirip, tüm siyasi görüşlerden uzak bir şekilde nasıl bir aktivist dernek olunabileceğinin güzel bir örneğini sunmak” olan paydaş aile hekimi dernekleri doldurdu.

∗∗∗

Uygulama tabii ki söylendiği gibi olmadı.

Bir kere sistemin adı güya aile hekimliği idi ama aynı ailenin her bireyi ayrı ayrı aile hekimi seçebiliyordu. Dahası, İstanbul’un Pendik ilçesinde yaşayan bir vatandaş Silivri’deki bir aile hekiminin listesine kayıt yaptırabiliyordu. Kimse de “Sen her sağlık sorununda 145 kilometre yol mu gidiyorsun?” diye sormuyordu.

Aile hekimliğiyle birlikte........

© Birgün