İçimizdeki ve dışımızdaki ‘fay’ kırıkları
Bugünün çok kültürlü toplumlarında daha sağlıkla bir toplum hayatı için ahlakın dogmalaşmasını değil, pratik faydaları daha çok önemlidir. Ahlaki yargıların ilk baştan neden ortaya çıktığı anlaşılırsa daha kolektif toplum hayatı oluşturulabilir.
Spinoza’nın ‘etik’ anlayışı, yaşama aktif anlamda katılmaya ve yaşamı ‘daha iyi’ yönünde değiştirmeye yarayan bir bilgi arayışı için mücadele verdi. Bilginin teorik olduğu kadar aynı zamanda bir pratik olduğunu ve bilgi için ödenen bedellerin ve verilen mücadelenin siyasal bir pratik olduğunu da kabul etmek zorundayız. Spinoza’nın bütün amacı özgür bir yaşam inşa etme noktasında bireyin kendi kendisinin efendisi olması ve kendi gücünü merkeze almasıdır. Öyleyse onun asıl ahlakını, rasyonel bilginin hayatın gidişine tatbiki (Ülken 2004: 26) olarak görmek ve mutlu yaşama ilişkin tüm düşüncelerini onun metafiziğinden çıkartmak durumundayız.
Temel amaç; iyiyi örgütlemek üzerine bir felsefi yaklaşım göstermekti.
Yaşadığımız çağ ise kötülüğün örgütlenmesi üzerine bir siyaseti temel amaç edinmiştir. İnsan odaklı her şey bertaraf edilerek egemen yapının çıkarları üzerine bir değer-değersizlik yaratmayı hedef alır.
Etik kurgu; değişimlere açık olmakla beraber-bir disiplin sağlayan kolektif yaşam anlayışının bağlayıcı unsurudur. İnsan yaşamını kolaylaştıran davranış felsefesinin içerik üreticisi olan etik kurgu, aynı zamanda bir düzen zemininin oluşmasına da neden olur ki insanları kötülüğü besleyen ve........
© Birgün
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)