menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cafe

23 36
10.01.2025

Levazım sitesinin yokuşundan yukarı doğru tırmanırken devasa yapı olan ‘Zorlu Center’ karşınıza çıkar. Alt kapısından içeriye girdiğinizde -zorunlu kontrolden geçerek- yaklaşık iki yüz metre sonra bir meydana gelirsiniz. Meydanın hemen solunda sandalye-masa ve koltuklarla sınırları çizilmiş ve tamamen açık alan mekân ‘Cafe NERO’dur.

Ferah bir mekândır. Gencecik-pırıl pırıl baristaların çalıştığı ve kahve üretilen bardan başka kendilerine ait birimleri olmayan adeta açık bir mutfak konumundadır. Sandalye-masa ve koltuklar ev tasarımı üzerinden mobilize olacak şekilde belirli bir formatta durur. Müşteriler bu mobilize rahatlığı kendi ev konforları alışkanlıklarına hitap edecek şekilde düzenleyerek-değiştirerek zaman geçirmeyi düşünürler ki bu artık bir uygulama alışkanlığı oldu-ama bu değişimlerden en çok etkilenen masaların düzeninden sorumlu Mustafa olur.

Sürekli bir çekme-düzeltme çalışması Mustafa ile masa-sandalye ve koltuklar arasında paydaş bir yaşam halini aldı. Ben ritüellerine sağdık biriyim. Mekân alışkınlığımı bozmamaya özen gösteririm. Çünkü sosyal bir alan olarak gördüğüm buralardaki kurduğum-kuracağım insan ilişkileri bir devamlılık arz ettiğinden sosyal ilişki içinde beni rahatlatır.

Zorlu Titanik’e benzer… Bahçe katındaki mekânlar genelde sosyete diye hitap ettiğimiz sınıfa aittir. Buralardaki yaşam metalaşma üzerinden yürür. Davranışlar tek tip olup genelde ticari bir içeriğe sahiptir. Bir senaryodaki rollerini yerine getiriyormuş edasıyla davranışlarını yönetirler. Alt katlardaki halk kesiminin davranış kodlarından farklı olarak sınıfsal ayrıcalıkları net olarak ortaya koyarlar. Bu konuda da cesurlar!

Benim alanım olup, içine girmemeye özen........

© Birgün