menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu kitap benim sokağımın futbolunu anlatıyor

28 11
25.04.2025

O dönemde, her sokakta aynı refleksleriyle hareket eden insanlar vardı. Her sokaktaki aynı tepkilerde farklı olan sadece isimlerdi. Eminim ki bu kitabı okuyan o dönemi yaşamış insanlar, Kardeşler Caddesini okurken, orada ismi geçen kişileri kendi sokağından insanlarla öznelleştirerek, kendi zaman dilimindeki sokağını hatırlayacaktır

Kendi ellerimiz ile yıktığımız sokak futbolunu, bizim futbolumuzun olmaz ise olmazı olduğunu anlamak o kadar zor oldu ki; tüm sokakları ve arsaları ilkokul bile bitirmemiş inşaat çavuşundan kırma müteahhitlere teslim edip, çocuklar ile evin içine sıkışınca anladık her şeyi… ama, iş işten geçmişti. Çocuklarımızın sokaktaki gelişimini ve futboldaki geleceğini bir çavuş olarak inşaatlarda çalışan birine teslim ederek, sadece özel mülkiyet üzerine gelecek tasarlayan, hayatını garanti altına alma aymazlığı ve bu “rant” sayesinde üretimden elini ayağını çekerek yaşamak isteyenlere bu modeli pazarladık. Bu kolay yaşam ile beraber hem sosyal anlamda hem de sportif anlamda gelecek için büyük yıkımı da beraberinde pazarladık.

Halbuki, toplumsal bir kültür değeri olan sokak futbolu ve sokaktaki tüm oyunları, çocuk olma duygusunun karşılığını oyun formatı içinde sokak bize vermekteydi. Seksekten ip atlamaya, kukadan dokuz taşa, misketten çiviye, saklambaçtan birdirbire kadar tüm oyunların formatı sokaktaydı. Sokak bir mahallenin kamusal alanıydı. Herkesin her koşulda kullanabileceği ve özellikle çocukların sağlıklı gelişimi için her oyunu oynamaya muktedir olduğu alandı. Tüm çocukların motorik özelliklerinin gelişimi için, tüm oyunların ayrı format içinde, insan vücudunun ayrı kısımlarına hitap ettiğinden, muntazam bir gelişim sağlanmaktaydı. Bu bir........

© Birgün