menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yalnızca bir gün

35 17
25.02.2025

Geçen hafta “bunaltı” yazmıştım ya; heyula gibi üzerimize çöken gündemden biraz kaçarak sanata sığınmanın iyi geldiğinden söz ettiğim...

Haftaya da gündemin dayattıklarıyla başlayıp, sizi dönüp dolaşıp söylediğim aynı şeyleri okumak zorunda bırakmak istemedim.

Yeni bir şey diye Almanya seçimini yazsam; bu konuda da kendimi tekrar edeceğim: Sağa yaklaşmanın sosyal demokratlar (SPD) için felaket olduğu, Sol’un (Die Linke) sol gibi olduğunda toplumun ilgisini çektiği bir kez daha kanıtlandı!

Baskı, hukuksuzluk, otoriterleşme, tek adam, her gün yeni bir operasyon, kayyım, gözaltı, hapis desem… Diyegeliyorum ve daha çok diyeceğiz…

Çare de belli: Hak, hukuk, demokrasi ve özgürlük isteyen herkesin, kendi önceliklerini bir adım geri alarak, siyasette adil yarışın olabileceği “demokratik parlamenter bir sistem” kurana kadar omuz omuza yürümesi!

AKP Kongresi deyip, müritler gibi, müthiş anlamlar çıkarıp uçayım mı? Ya da zaten bildiğinizi yazıp, dişe dokunur hiçbir şey yoktu mu yazayım?

Barış desem; gidip gelen heyetleri ve açıklamayı beklediğimi yazsam!

Epeydir barışın nasıl olup nasıl olmayacağına dair net bir görüşüm var: Barış, ancak çatışan tarafların........

© Birgün