Tehlikenin farkında mıyız?
Sona ermiş olan yıllık dijital BirGün aboneliğimi pazar günü yeniledim. Dün de gazeteyi, gerçek görüntüsüyle bilgisayarımda açarak çevirmeye, köşe yazılarını sayfadaki yerlerinden okumaya başladım:
S. Candansayar, “Dinsiz imansıza karşı” başlığı altında; “İnsanlar, bu denli olumsuz koşullar altında yaşarken, nasıl oluyor da yalan olduğu apaçık olan haber, bilgi ve olaylara yine de inanmaya devam ediyorlar?” diyerek, memleketin ve dünyanın halini yazmış. Halkın durduğu yerden bakınca, başlık “40 katır mı, 40 satır mı?” da olabilirdi.
Dünyanın halklara dayattığı bu! Memleketin hali de!
U. Kutay, Trump’lı ABD’de, internetin kimi kavramlarla taranarak, ortaya çıkan tüm verilerin nasıl silindiğini anlatmış. İnternet güya “bilgi zenginleri” ve “bilgi yoksulları” arasındaki uçurumu kapatacaktı, herkesi “bilgi yoksulu” yapma yolunda!
F. Bildirici, ilk kurban Gazete Duvar’ın kapanışını, bağımsız medyanın nasıl Google’ın algoritma değişikliklerinin kurbanı olduğunu, bu dalaverelerin üstesinden gelecek gücün de okur olduğunu yazmış.
Geldik memleketin haline!
O. Öztürk, TTB’nin önerisi merkezinde çöken sağlık sistemini; A. Çelik, kendi üniversitesinin, bir cumhurbaşkanı adayını siyaset dışına itmek için, nasıl bir diploma cenderesine alındığını;........
© Birgün
