Pepe’yi sevmek kolay, ya Pepe olmak? (I)
PKK kendini feshediyor, Rusya ve Ukrayna İstanbul’da buluşuyor, İsrail Gazze’ye ölüm kusarken Trump Araplarla yüz milyarlarca dolarlık anlaşmalar imzalıyor, NATO Avrupa’nın güvenliğini ve maliyet paylaşımını konuşuyor…
Köşeleri kapacak, elde vileda sopasıyla televizyonda saatlerce konuşulacak konular…
Ben ise köşeyi bunlara değil, varlıklarından çok yokluklarıyla iz bırakan birine saygı duruşuna ayırmak istiyorum.
Sarayı, parası, doğru dürüst bir arabası bile yoktu. Bizde “tasarruf olmaz” denilen “itibar”a tenezzülü sıfırdı. Bir ağaç altına köpeğinin yanına gömülmeyi isteyecek kadar mütevazı bir “yoklar adamı”ydı.
Ancak, görkemli saraylarda oturanların, trilyonlara hükmedenlerin, bir bombanın düğmesine basıp yüzbinleri yok edecek muktedirlerin hayal bile edemeyeceği kadar “sevgi zengini”ydi!
Gerillalık zamanında “Robin Hood”, diktatörlüğün zindanlarında tutulup işkenceler görürken sabrın devrimci olduğunu kanıtlayan bir tutsak ve sonra “dünyanın en yoksul başkanı” unvanıyla taçlanmış biri.
Gerillalıktan devlet başkanlığına gittiği 3.4 milyonluk küçük ülkesinin yer aldığı coğrafyada; liderlerin yolsuzlukla, diktatörlükle anılması epeyce yaygınken ona dair bir tek yoksuzluk, anti-demokratiklik iması yapılamadı.
2010-2015 yılları arasındaki bir dönemlik başkanlık görevi........
© Birgün
