menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Godot'yu Beklerken: Dizayn, açılım, paradigma

2 16
06.01.2025

“Eylemsizliklerine yenilmiş insanların, Godot adında ne olduğu bilinmeyen “bir kimse” veya "şeyi" beklemelerini konu alan en önemli absürt tiyatro eserlerinden biridir Samuel Beckett'ın “Godot'yu Beklerken” oyunu.

Bugünlerde İmralı-Ankara arasında sürdürülen, kimsenin “bir şey” bilmediği süreci en iyi anlatacak metafor bu olsa gerek. 86 milyonluk ülke Godot’yu bekler gibi bir bekleme içerisinde. Kapalı kapılar ardında, dar bir kadro etrafında dönen sürecin -belki de oyunun- nereye varacağını kestirmek güç. Adı konmamış olsa da süreç resmen başladı ancak bizzat sürecin aktörleri dahi bir tarif yapmaktan kaçınıyor. “Bahçeli-Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigma”nın ne olduğuna dair kafalarda bin bir soru ve büyük bir belirsizlik var.

Buldan ve Önder’in İmralı’dan getirdiği mesajın şifrelerini kırmak, yol haritasının ne olduğunu çözmek namümkün.

“Ortada yeni bir çözüm veya açılım diye bir süreç yok” diyen Bahçeli buna rağmen Öcalan ile görüşmeyi “hayırlı bir başlangıç” olarak değerlendirmekten de geri durmuyor.

“Yeni şartlarda, dönüşen konjonktürde, değişen güç dengelerinde, oyun kurucu Türkiye’nin karşısında PKK/YPG’nin Irak’ın kuzeyi ile birlikte Fırat’ın batısı veya doğusunda tutunması hayaldir ve tasfiyesi kaçınılmazdır. Silahlar ya gömülecek ya da silah tutanlar gömülecektir” sözleriyle de tasavvur ettikleri çözüme dair niyetlerini açıkça deklare ediyor.

Bahçeli Meclis’te de şu açıklamayı yapacaktı: “Ortadoğu zorlu sınamalarla bezeli tarihi bir kavşakta. Yoğunlaşan dış basınca karşı iç barış ve kardeşlik kümesini bütünlük içinde tutma gayesi ve gayreti ancak büyük medeniyet ve milletlere has bir meziyet olarak değerlendirilmelidir. Suriye’de provası yapılan etnik ve mezhep temelli kamplaşmanın ülkemiz adına devasa tehditler vaat ettiği de açıktır.”

........

© Birgün