Birikim ve yıkım: Farkındalık eksikliği
1987-2004 ve 2007-2017 yılları, yakın geçmişimizin asimetrik ayrışma eksenleri olarak nitelenebilir. Anayasal ve siyasal bakımdan ilki birikim, ikincisi ise yıkım eksenidir. Ortak payda, farkındalık eksikliğidir: 2004’te birikim, 2024’te ise yıkım üzerine. Birikim ve yıkım neyi ifade eder?
Toplumsal itici güçler sonucu siyasal uzlaşma yoluyla gerçekleştirilen 1987-1995-2001 ve 2004 Anayasa değişiklikleri, iki Devlet’in iki yüzyıllık demokratik birikiminin yansıması. Anayasa da, ‘erkler ayrılığı ve özgürlükler güvencesi’ olarak tanımlanmıştı (1789).
İktidarın belirleyici olduğu ve sandığın siyasal çatışma ve iktidar aracı olarak kullanıldığı 2007-2010-2017 Anayasa değişiklikleri, iki Devlet’in iki yüzyıllık birikimini yok etti. Yıkıcı darbe 2017’de vurulduğuna göre, iki kişi iki yıl içinde (2016-2017), iki Devlet’in iki yüzyıllık mirasını reddetmiş oldu. ‘Hükümeti ilga’ bile başlı başına bir yıkım.
Birikimin yadsınması, hukuk yoluyla demokrasi ve Anayasa’ya saygılı siyasetin de sonu oldu. Sonuç ise, güncel gelişmelerin ortaya çıkardığı AKP ve MHP’nin iki yüzü: Gezi ve Sinan Ateş vak’aları.
AKP, AYM Can Atalay (Gezi) kararını uygulatmamak için TBMM’de kan akıttı; MHP ise, Sinan Ateş cinayetini aydınlatmamak için 154 kişilik liste ile kan dökme tehdidinde........
© Birgün
visit website