Yeni medeniyet
Okumuş, eğitimli güçlerin köylere medeniyeti getirdiği çok eski bir hikâyedir. Şehir eğitim, kültür, fikir ve kalabalıktır. Orada amfilerden meydanlara, mitinglerden hapishanelere kadar bitmeyen bir tartışma vardır. Tiyatro, sinema, üniversite, enstitü, hastane, hapishane her yer uğuldamaktadır.
Ama köy öyle midir? Tarla, kahve, cami/kilise... Hiç bitmeyen dedikodu, karşı tepenin veya dağın ötesini düşünemeyen bir ufuksuzluk. Her gün aynı bezdirici güneş, gece aynı yorgun ay. Başarı, ancak oradan çıkıldığında söz konusudur.
∗∗∗
Çin’in büyük edebiyatçısı Yan Lianke, yıllarca bir roman yazarak şehre gitme planları yapmamış mıydı? Sonunda -ağır maden işçiliği ve askerlik dahil- genç bedenini yıpratma pahasına şehre gitmeyi ve Henan Üniversitesi’nde eğitim ve yazar (romancı) olmayı başarmıştı. Şehri yazdı, şu son dönemde ise babasının kuşağını, ailesini. Nitekim herkes zaten köye, "ölmek için" dönmez mi? (Yan Lianke, Babamın Kuşağı ve Ben).
Tüm kültürel, siyasal, bilimsel, edebi, spor tarihi, köyden şehre gidenlerin "başarıları"nı anlatır. Şehirde elde edilen başarıda köyün eğer küçük bir payı varsa, o ya köyün zorlu doğa koşullarından ya da korkunç fakirliğinin ifadesi sabır ve cesaretten doğar.
Nazımiyeli Haydar Doğan’ın hikâyesi 1969’da........
© Birgün
visit website