menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İslami engizisyon

32 18
10.06.2025

Geçen haftaki yazıda itirafçılıkın ortaya çıkışı, kurumsallaşması ve özellikle 1990’lar ve 15 Temmuz sürecinde bu müesseseye devletin yaklaşımını ele almıştık. Makaleyi, İBB soruşturmasındaki itirafçılık ile bitirmiştik. Kaldığımız yerden devam edelim.

"İtirafçı sayısının zanlı sayısını aştığı" heyecanla müjdelenen "İBB Yolsuzluk/Suç Örgütü Soruşturması" adlı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasının başında Savcı Akın Gürlek var. Bizatihi bu savcı, itirafçılık müessesesini yıllar boyunca etkin biçimde kullanmıştır. ("ÇHD’li avukatlar davası"nda, "reşit" dahi olmayan, yani hukuken bir "çocuk" olan Berk’e ait olduğu iddia edilen "itiraflarlar"la, 160 kişiye soruşturma açılmış; 10’larca avukat mahkum edilmişti). Yani İBB soruşturmasında, "Çarşambanın gelişi", en baştan belliydi.

İBB soruşturması temelinde saflaşma son derece keskin. -Ergenekon’da olduğu gibi- her gece, evlerde "TV Mahkemeleri" kuruluyor. Ergenekon’da insanları hapiste yatırmış "gazeteciler", bu defa İmamoğlu’nun 100’lerce yıllık ceza alması için yayın yapıyorlar. Bunlar her gece saatlerce, "itirafçı ifadeleri" ekseninde "İmamoğlu’nun hapisten çıkamayacağını" müjdeliyorlar.

∗∗∗

"Bizim cephe" ise, bu "ateş çemberi" karşısında, "itirafçı ifadesiyle hüküm verilemeyeceği, hatta yargılama dahi olamayacağı" savını ileri sürüyor. Öte yandan, "daha eski ve hacimli yolsuzluklar AKP’li belediyelerde de olduğu halde (sadece Melih Gökçek hakkında Mansur Yavaş 97 yolsuzluk dosyasını, Ankara C.B.Savcılığına teslim etti; Melih bey zahmet edip ifadeye dahi gitmedi), o belediyelere soruşturma dahi açılmadığını" -haklı olarak- ileri sürüyorlar.

Bizimkilerin savları haklı; ama tek bir şartla: Eğer ülkede hukuk kuralları varsa. AKP döneminde bu ülkede hukuk değil, "kural" dahi kalmadığı için, itirafçı ifadeleriyle CHP’li başkanlara davalar açılabilir ve önemli bir kısmı........

© Birgün