Eşitlik korkusu
Türkiye bir süredir Kürt sorununda yeni bir dönemece girdi. Geçtiğimiz 1 Ekim'de Bahçeli'nin meclis açılıiında başlattığı süreç, Öcalan'ın PKK'yi feshi ve örgütün silah yakma seremonisi ile yeni bir aşamaya ulaştı. Bu gelişmeleri, TBMM'de -bir parti hariç- tüm partilerin ortak oluşturduğu bir Komisyon izledi.
Ancak kamuoyunda güçlü kuşku ve tepkiler var. Muhaliflerini hapiste en az on yıl çürüten Erdoğan ve Bahçeli''nin başında olduğu "yeni süreci", Öcalan'ın "başmüzakereci" olarak sürdürmesi, İmralı'dan yaptığı tepki doğuran kimi açıklamalar, Kandil'deki PKK şeflerinin süreci zehirleyen kimi sözleri, ABD ve İsrail'in Gazze, Lübnan, Suriye ve İran'daki faaliyetleri, Türkiye'ye dair -eyalet sistemi, "millet sistemi" türünden- kimi açıklamalar, AKP-MHP hükümetine derin güvensizlik vd. bu tepkilerin "hammadde"sini oluşturuyor. Ama bu yazıda konumuz bunlar değil, konumuz eşitlik.
Türkiye'de işçiler, çiftçiler, köylüler, beyaz yakalılar dahil tüm emeğiyle geçinenler, emekliler, ilkokuldaki çocuklar, üniversiteliler karnını doyuramıyor; ormanlar yanıyor; gençler yurtdışına kaçıyor; ücretli kesim her an daha da yoksullaşıyor, buna karşın bir avuç şirket ve sermaye grubu kârlarına kâr katıyor. 86 milyonluk ülkede -2-3 milyon hariç- halkın genelinde tarihte pek de görülmemiş bir fakirlik, hatta açlık var.
Kürt emekçilerinin -başta anadilde eğitim- kimi taleplerinin gündeme geldiği her yerde, bu doğal haklara karşı bir direnç göze çarpıyor. Bu hakların "verilmesi" ile, "ülkenin bölüneceği", "Amerika'nın BOP planının hayata geçeceği", "toplumun ayrışacağı" şeklinde itirazlar -"bilimsel" olanlar dahil-, her yerde konuşuluyor. Bu itirazlara, "Anayasa'daki vatandaşlık tanımın zaten yeterli........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon