Türkiye zenginleşiyor, yurttaş fakirleşiyor
Tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) Şubat ayında aylık yüzde 2,27 arttığı açıklandı. Böylelikle yıllık TÜFE yüzde 40’ın altına, yüzde 39,05’e inmiş oldu. Bu oranın 6 Mart’ta Merkez Bankası’nın bir 2,5 puan daha faiz indirmesi için elverişli ortamı yarattığı düşünülüyor. Ancak bu veriler haliyle kuşku uyandırdı. Çünkü TÜİK sepetiyle uyumlulaştırılan İTO verileri Şubat enflasyonunun yüzde 3,19 gerçekleştiğine işaret ediyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’na (TEPAV) göre ise, Şubat 2025’te gıda fiyatları yüzde 3,70 artış gösterirken, TÜİK aylık gıda enflasyonunu yüzde 3,17 veriyor. TÜİK’in verilerinin güvenirliği sorgulanmaya devam ediyor.
Şubat ayında TÜFE’yi suni bir biçimde aşağı çeken etmen, yüzde 4,38 gerileyen sağlık hizmetleri oldu. Ocak’ta yüzde 23,57 artan sağlık grubu, zamların geri çekilmesiyle Şubat enflasyonunun düşük görünmesini sağladı. Sağlığın endeksteki ağırlığı yüzde 4,09. yüzde 4,38’lik bir düşüşün endekse eksi 0,18 puan katkısı oluyor. Geri kalan kalemlerin enflasyonu yüzde 2,55’e geliyor ki, bu bile hissedilenden düşük bir oran.
Kişisel gözlemlerden hareketle bir enflasyon tahmini yapmak elbette şüphe götürür. Ama kendi adıma Şubat’ta da dışarıda içtiğim her çayın, çorbanın, marketten aldığım her ürünün fiyatının çok göze batmayacak biçimde de ayarlansa zamlandığına tanık oldum.
Şubat’ta da mal fiyatları ile fahiş zamlara sahne olan hizmet fiyatları arasındaki yaklaşık 30 puanlık fark, 29,25 ile sürdü. Özellikle kiradaki yüzde 97,21’lik enflasyon, evi olmayan dar gelirlilerin belini büktü. Yine çalışanlar için yaşamsal önemdeki ulaştırma hizmetleri enflasyonu yüzde 49,81 ile manşet oranın üzerinde seyretti.
Merkez Bankası’nın Güncesi’ndeki, “Parasal Sıkılaşma ve Gelir Düzeyine Göre Tüketim Harcamaları” araştırması, yüksek gelir grubunun yüksek faiz ortamında tasarruflarını artırarak, tüketimlerini kıstığı sonucuna varıyor. Buna karşın tasarruf etme şansı olmayan dar gelirlilerin harcamaları hız kesmiyor.
Üstelik bu........
© Birgün
