Asıl gündemimiz hem eşitlik hem özgürlük!
“Ülkenin gerçek gündemi açlık, yoksulluktur” saptaması çok yanlış olmamakla birlikte, eksiktir. Eğer bir ülkede demokrasi, özgürlükler, temel haklar tehlike altındaysa, hiç kimsenin “bizim davamız ekmek davası gerisi bizi ilgilendirmez” deme lüksü yoktur. Çünkü temel hak ve özgürlüklerden yararlanma gereksinimi, insanı insan yapan özelliklerin başında gelir. Kaldı ki, tam da bugünkü Türkiye’de deneyimlediğimiz gibi, baskı ortamında insanlarımızın emeğinin karşılığını alabilmek talebiyle sokağa çıkmasının, örgütlenmesinin, sendikalaşmasının önüne çeşitli engeller konulur. Yani gerçek gündem olan açlık ve yoksulluğa karşı layıkıyla bir mücadele için de gerekli koşullar eksiktir.
Gazetemiz BirGün emek haklarını en sıkı savunan; uygulanan sermaye yanlısı neoliberal politikaları tutarlıca eleştiren; insanlarımızın yoksullaştırılmasının başlıca nedenlerinden yolsuzluk, usulsüzlük, kayırmacılıkların üzerine en kararlılıkla giden yayın organlarından biridir. Bu temel ilkesinin yanı sıra, toplumun haber alma özgürlüğüne katkıda bulunmayı görev bilen, gerçekleri kamuoyuna aktarma sorumluluğunu bayrak yapan gazetemizden üç arkadaşımız, bu hafta sonu mesnetsiz bir suçlamayla karşılaştı. Gazetenin okurları, meslek kuruluşları, sahici gazeteciler içtenlikle BirGün’e sahip çıktı. Gazetemizin önüne engeller konulması, açlık ve yoksulluk gündemlerinin peşinin yeterince kovalanmasını da kesintiye uğratabilir. Onun için hem eşitliği hem özgürlüğü kıskançça savunmak; bu iki insani değerin birbirini besleyen, destekleyen, güçlendiren doğasını akıldan çıkarmamak zorundayız.
Bugünkü yazımızın asıl konusu Merkez Bankası’nın (TCMB) 2025 yılı Birinci Enflasyon Raporu olacak. Raporda 2025 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 21’den yüzde 24’e çekildi. İşe yüzde 14’ten başlandığını hatırlarsak, TCMB’nin öngörülerinin birbirinin peşi sıra arkaya tutmadığını söyleyebiliriz. Tahmin bandının ise yüzde 19-yüzde 29 aralığında belirlendiğini düşünürsek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ifade ettiği gibi, yüzde 30’un az altına şimdiden rıza gösterildiğini söyleyebiliriz.
Bu raporda da enflasyonu düşürmek için iki çıpaya bel bağlandığı görülüyor. Birincisi, yüksek faizler önerip sıcak para girişini ve yerlilerin dövizlerini çözmesini teşvik ederek, TL’nin değer kaybını enflasyonun altında........
© Birgün
