Fethi Nihat Ender
Yahya Kemal’i Eski Şiirin Rüzgârıyla anarak, Eskişehir’in rüzgârıyla esenleri sevgiyle hatırlıyorum. Alihan’ın futbolla pek ilgisi yoktur ama, bir doğum günümde bana şimdi “hepsi de hayal olan arkadaş adları” güzelliğinde bir kartpostal armağan etmiştir. Süslü yılbaşı kartlarından değil, asker, şehir, Yılmaz Güney kartları gibi sade bir kartpostal, Es Es’in ilk kadrosu. Ya da o zamanki adıyla 1. Lige çıkan takımın oyuncuları. Babam burada olsa, şimdi 90 yaşında olurdu ve eminim hepsini adlarıyla soyadlarıyla, tabii mevkileriyle de, tek tek sayardı!
Sayardı, sayarız, saymak sevgiden gelir çünkü. Alihan Tarsuslu’dur, futbolla da pek ilgisi yoktur ama Eskişehirsporlu’dur. İyi bir örnek. Benim kuşağımdan, 60-70 yaş arası olanlar yani, her şeyiyle olmasa da “Eski Türkiye”yi özleyenler, Cumhuriyetçi olmaktan başlayıp Sosyalizme doğru varan, bağımsızlık, özgürlük yolunda inançları için savaşan, konuşan, yazan, itiraz ve isyan eden, özverili, diğerkâm, paylaşmayı bilen, adil davranan, hakkından fazlasında gözü olmayan, en önemlisi de utanma diye bir duygunun varlığından haberli, gerektiğinde özür dilemek gibi utanmayı da bilen, çoğunluğunu yoksul, orta sınıftan halk çocuklarının oluşturduğu bir kuşak bu.
Babam olsa sayardı ama ben babam gibi “Eskişehirspor’un en vefalı taraftarı” değilmişim ki, Alihan’ın kartpostalındaki adları sayamıyorum. Yine de bir........
© Birgün
