menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘İki devletli’ çözümsüzlük yeniden masada

24 16
16.01.2025

TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, resmi ziyaretlerde bulunmak üzere geçen hafta Kuzey Kıbrıs’a gitti. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşen Fidan, Kıbrıs sorununa ilişkin olarak federasyonun denendiğini, yeni bir formül gerektiğini ve bunun da ‘iki ayrı devlet’ olduğunu söyledi. Bu formül yeni olmadığı gibi, çözümün önünü tıkayan bir tez. Türkiye’nin dünya üzerinde, Kıbrıs adasında iki eşit ve egemen devletin var olduğuna ikna edebildiği herhangi bir ülke yok.

Geçen ay Türkiye’ye gelen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı, Külliye’de ağırlayan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da Kıbrıs adasının gerçeğinin ‘iki devlet ve iki toplum’ olduğunu belirtmiş ve federasyon defterinin kapandığını söylemişti. AKP destekli Tatar ve KKTC hükümeti Fidan ve Yılmaz’ın sözlerini onaylarken, halkın yüzde kaçının bu ‘iki devletli iki toplumlu’ çözümden yana olduğunu bilmiyoruz. Herhalde kimsenin aklına, bu ‘eşit-egemen ülkenin’ yurttaşları ne ister diye sormak gelmiyor. Ama TC Dışişleri Bakanı Fidan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve hatta AKP Milletvekili Hulusi Akar, ‘özgür’ olduğunu söyledikleri bir ülkenin geleceğiyle ilgili en doğrusunu bildikleri konusunda ısrarcı. Çözümün formülü iki ayrı devlet! Nokta! İlaveten Akar, konuyu bir adım öteye taşıdı ve ülkenin adını Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak değiştirdi. “Bu konuda biz Kıbrıslı kardeşlerimizi destekliyoruz” dedi. Hangi Kıbrıslı kardeşler onlar? Nüfusun kaçta kaçı sorunun iki ayrı devlet teziyle sonuca bağlanabileceğini düşünüyor? Bilemiyoruz, çünkü KKTC hükümeti ülkenin nüfusunu açıklamıyor. Ama bildiğimiz bir şey var, ki Akar da onun altını çiziyor: “Oradaki davamız hiçbir şekilde bitmez.” Ve devam ediyor: “Garantörlük görevlerimizi, sorumluluklarımızı bugüne kadar yerine getirdik. Getirmeye devam edeceğiz.” Tekrara düşeceğimi bilerek düzenli okuyucularımdan özür diliyorum ancak bu konudaki yanlışın altını çizmek zorundayım. Türkiye’nin de altında imzası bulunan Garantörlük Antlaşması’na göre taraflar, (Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan, İngiltere ve Türkiye) Kıbrıs’ın bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü, güvenliğini tanır ve garanti ederler. Dolayısıyla bölünme, antlaşmaya aykırıdır. Özetle mesele, Hulusi Akar’ın “ister anlayın ister anlamayın artık bitti, KKTC yok Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var” diyerek........

© Birgün