Anayasa değişikliğiyle karma eğitim hedefte
Kapitalizm yine krizde. Bir avuç zengin, zenginliklerine zenginlik katarken yoksulluk dünyanın her yerinde artıyor. Kapitalizmin her kriz döneminde olduğu gibi, kadınların, kız çocuklarının hakları üzerinden laiklik, sınıfın, sınıf mücadelesinin, aydınlanma mücadelesinin, emeğin kazanımları hedef alınıyor.
ABD başta olmak üzere, kapitalizmin bekası için temel söylem “kutsal aile”, “ailenin güçlendirilmesi.” Yoksulluk arttıkça, yoksulluğun sonucu çocuklarına bir gelecek yaratamama kaygısı, dünyada ve ülkemizde doğum oranlarını düşürüyor. Nüfus azaldıkça, patronların ucuz, bedava iş gücü bulma kaygısı artıyor.
Reise dayalı aile söylemleri ile otoriter, baskıcı devlet anlayışını güçlendirmek; işsizliğin nedenini kapitalizm değil, kadınların çalışma yaşamında olması diyerek gerekçelendirmek; sosyal devletin sorumluluğu olan kreş, bakımevi gibi kamusal alanlara bütçe ayırmamak için bu işlerin fıtratı gereği kadınların işi olduğu söylemleri; kadınların fıtratı gereği birincil ve asıl işinin ev işleri, çocuk doğurmak, çocuk bakımı gibi işler olduğu; çalışmak istiyorsa da esnek, güvencesiz, yarı zamanlı, düşük ücretli işlerde çalışması gerektiği gibi onlarca söylem ve politikayla mücadele ederek kazandığımız tüm haklar hedef tahtası hâline getiriliyor.
Kapitalizmin bekası için aşina olduğumuz sergilenen oyun ise dinin araçsallaştırılması, siyasal İslam söylemleri.
Kadınların tüm haklarının hedef alınmasında muktedirlerin ilk saldırı ayağı olan —fıtrat, kader, kutsal aile ifadeleri ile— karma eğitimin kaldırılması açıklamaları yine sahnede yerini alıyor. Bilimsel veriye dayanmayan safsatalar üzerinden karma eğitimin kaldırılmasını gerekçelendirmeye çalışıyorlar. Bilimsel gerçek ise –PISA, LGS raporlarından MEB, TÜİK istatistiklerine– yoksulluk arttıkça cinsiyetten bağımsız okul terkleri artıyor, yoksulluk arttıkça akademik başarı düşüyor.........
© Birgün
