Virtüözler uçurum kenarında çalar
Yıllar önce neredeyse takıntılı bir şekilde Keith Jarret dinlerdim. Özellikle Köln Konseri en vazgeçilmez cd’lerimin başında gelirdi. 90 lı yıllarda solo piyano konseri için Cemal Reşit Rey’e geldiğinde konser sonrası albümlerini imzalamak için salonun bir bölümünü ayırmışlardı. Ben kucağımda bir dolu cd’yi imzalatmak arzusuyla sabırsızlanırken efsanevi piyanist arkamdaki kuyruğu gösterip sadece birini imzalayıp yeniden sıraya girmemi istemişti. Aklıma geldikçe o şaşkınlığı hâlâ yaşarım. Keith Jarret’i, Jack de Johnette ve Gary Peacock ile de bayılarak izlerdim ama benim için solo konserlerinin yeri apayrıydı.
Bu doğaçlama konserler esnasında çıkardığı sesler, zaman zaman piyano taburesinden ayağa kalkarak çalması ya da piyano tuşlarının sadece bir oktavlık bölümünde yedi notayı büyütmesi, renklendirmesi, çeşitlendirmesini büyülenerek izlerdim. Aslında tek bir enstrümanla icra edilen konserler, verilen resitaller bana çalan müzisyenin sanki bir uçurumun kenarındaymış gibi çaldığını düşündürür.
Bence büyük bir risk. Sahnede tek........
© Birgün
