Suyun yanında
Dersim’de çok sıcak bir gün. Buz gibi akan suyun kenarında oturmuş yorgunluk atarken mutlu hissettim kendimi. O an sanki dünyada kötü hiçbir şey olmuyordu. Bütün ömrümü Munzur’un kenarına ilişmiş bir şekilde geçirebilirdim. Benzer duyguyu Assos’ta da yaşıyordum. Bu anlık mutluluk hissi beni düşünmeye itti: Neden bu denli nadir hissediyoruz mutluluğu?
Kapitalizmin ısrarlı ve sanki doğal bir şeymiş gibi öz sevgiyi nasıl bencilliğe dönüştürdüğünü, bencillik denilen şeyin de aslında iddia edildiği gibi kişinin en rasyonel hayat yaşamasına değil de bedeli mutlaka mutsuzluk ve anlamsızlık olan bir negatif tutku girdabı olduğunu… Gerçekte kişiye dolaysız mutluluk veren dayanışmadan insanı yalnızlığa mahkûm eden bencilliğe geçmenin neresi rasyonel? Öz sevgi, başkasına duyulan sevginin karşıtı değildir, ancak başkası aracılığıyla kendimizi bilebilir ve sevebiliriz.
Kapitalizm, öz sevgiyi bencillikle eşleştirip hemen hemen her konuda yaptığı çarpıtmayı dayattı. Bu yüzden çoğunluk kendisini koşullu seviyor, burnu şöyle olursa, saçı böyle olursa, zengin ya da ünlü olursa kendisini seveceğini sanan insanlar. Kendisini olduğu gibi, kısa ya da uzun, şişman ya da zayıf, her ne ise o şekilde sevemeyen mutsuz insanlar… Bu yüzden sahte kendilik yaratmak zorunda kalınıyor, en azından Instagram fotoğrafında gülümseyen olabilmek için.........
© Birgün
