Devam...
İstanbul’a kış geri geldi sanki, hava buz... Cezaevleri dolu, belirsizlikler, tedirginlikler, öfke ve umut devam... Devam etmek deyince aklıma her zaman Beckett gelir. “Worstward Ho” adlı metninde geçen meşhur, “Devam et. Her zaman denedin. Yine yenildin. Önemi yok. Yine dene. Yine yenil. Daha iyi yenil” sözü değil sadece. Eserlerinde ‘devam etmenin’ anlamı, varoluşsal bir zorunluluk ve direniş biçimi olarak ortaya çıkar. ‘Godot’yu Beklerken’de Vladimir ve Estragon tam olarak neyi beklediklerini bilmeseler de orada durmaya, konuşmaya, beklemeye devam ederler. İmkansızın tehdidi altında devam etmek, şeylerin maddiliğine ya da hiçliğe, yani sonluluğun uygun olmayan gerçeğine maruz kalmaktır. Ona göre yaşamak, yaşamanın ve ölmenin ötesine geçer.
Devam etme, Beckett için yaşam dürtüsü gibidir; artık devam edecek bir ben kalmasa dahi, devam etmenin kendisi kalır, başkalarına bulaşır. Üniversite öğrencilerinde olduğu gibi, bir zamanlar ben ve benim gibiler o sıralarda otururken de devam ediyorduk, şimdiki gençler de. Kurulan hayaller gerçekleşmeyecek olsa dahi, hayal kurmaya devam etmek. Çünkü hayatta kalmaktan daha fazlasını talep eder hayal kuran. Hayatı devam ettiren de bu fazlalıktır, hayatta kalmanın fazlalılığı... Sadece hayatta kalmak için........
© Birgün
