Beklentisiz gelecek
Çoğu gazeteci, yazar ya da siyasetçi sürekli analiz yapıp çözüm üretmek yerine yakınmayı tercih ediyor. YouTube'daki monolog videolarda lanet okuyup yakınan ya da felaket tellallığı yaparak reyting peşinde koşanları dinlemek yılgınlık verici. Neden fikir üretilemiyor? Neden her şey olduğundan daha da kötü gösterilmeye çalışılıyor? Böyle yaptıkça geniş yığınların kayıtsızlığa kapıldığı görülmüyor mu?
Freud, sonsuza kadar bilinçsiz kalabilseydik, tamamen tatmin olabileceğimizi, zihnin rüyalar ve halüsinasyonlar aracılığıyla bunu başarabileceğini iddia etmişti. Post-truth diye anılan bu çağda gerçekliğin yerini fantezilerin alması, bu açıdan şaşırtıcı değil. Ama yine Freud'dan biliyoruz ki, yaşamın acı deneyimi bilinci yaratarak tatmini gerçeklikte arayıp bulmasına neden olur, çünkü gerçek tatmin için gerçekliğe ihtiyaç vardır. Bu nedenle bilinçli olmak, zamansız bir mutluluktan mutsuzlukla tanımlanan zamana bağlı bir duruma geçmek anlamına gelir. Winnicott da çocukta zihni yaratanın acı olduğunu yazmıştı. Sürekli tatmin olsaydık, düşünmeye ihtiyaç duymazdık. Bu kadar acı, yangınlar, depremler, adaletsizlikler, yoksulluklar, illa ki düşünmeye itecek insanları. Ama önce insanlar........
© Birgün
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)