menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tepkinin adresi doğru seçilmeli

25 11
wednesday

Meclis komisyonunun İmralı’da Abdullah Öcalan’ı ziyaret edip görüşme gerçekleştirmesi günlerdir tartışılıyor. CHP, aldığı tutum nedeniyle DEM Parti ve ona yakın çevrelerin eleştiri oklarının hedefi oldu. Süreç içindeki çelişkileri ve kafa kurcalayıcı noktaları görmeden konuyu İmralı merkezli ele alma çabası politik bir tercih.

Dün DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis grup konuşmasında bir kez daha CHP’ye yüklendi. “Stockholm Sendromu” benzetmesi nedeniyle CHP Lideri Özgür Özel’e seslenerek, “Biz Meclis’te barış için yasa konuşurken, sokaklarda barışı toplumsallaştırırken, siz kürsüden neden bir halkı aşağılayıcı sözler kullanıyorsunuz Sayın Özgür Özel?” dedi. Bakırhan sözlerinin devamında, “Kimse bu hafızanın üzerine ucuz metaforlarla yaklaşmasın. Cellat defterini açacaksak hepiniz borçlu çıkarsınız. Bu sorunun çözümünün karşısındaysanız sözünüzü açık söyleyin” ifadesini kullandı. Özel’in “Stockholm Sendromu” değerlendirmesine DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da “Akıl tutulması” sözüyle tepki göstermişti.

Aslında Özel, Hatimoğulları’nın tepkisinden sonra, benzetmeyi DEM Parti için yapmadığını söylemişti ama dün Bakırhan’ın da Özel’e cevap vermesi, bu açıklamanın DEM Parti’de kabul görmediğini anlatıyor. CHP’yi topa tutmanın DEM Parti yönetimi için pragmatik bir nedeni var gibi... Belli ki Kürt siyasal hareketinin demokratik kanadının yönetimi, CHP’ye karşı pozisyonlanmayı, AKP-MHP ile yürütülen sürecin doğasına uygun görüyor. Bu nedenle de yürütmenin başı olan Erdoğan’ın güven vermeyen tavrı ve ülkedeki baskıcı uygulamalar yerine, Komisyon’a katılıp Kürt sorununun demokratikleşmeyle çözülebileceğini savunan anamuhalefetin eleştirel yaklaşımını en üst perdeden sorgulamak,........

© Birgün