Bahçeli dili ve edebiyatı
19 Mart sonrası ortaya çıkan tablo siyasette pek çok bakımdan yeni gerçekliğe işaret ediyor. Bir kere, iktidarın müdahalesi ve ona karşı büyüyen toplumsal tepki, siyasal alanın geometrik yapısını değiştirdi. Artık üzerinde birkaç kişinin konuşup durduğu küçük bir sahne yok, halk iradesiyle kontrol edilmesi imkânsız, öngörülemez ve kolektif iradenin varlık gösterdiği geniş bir zemin yaratıldı.
İktidarın yaklaşık 1 aydır siyasetin gündemini belirleme kabiliyetini yitirmesine paralel olarak moral üstünlük de muhalefete geçti. Bunun yanı sıra, Ekrem İmamoğlu ve İBB’ye yönelik operasyon “CHP içi bir kavga” olarak gösterilmeye çalışılıp parti içinde gruplar arası bir savaş için eller ovuşturulurken, Özgür Özel genel başkan olarak yerini sağlamlaştırarak örgütü kendi arkasında konsolide etti. CHP’nin olağanüstü kurultayı sonrası sürecin en büyük kaybedenlerinden biri de parti içi muhalefet oldu.
Böylesi denge değiştirici, çalkantılı bir periyodun iktidar bloku içinde de farklı yansımaları olduğu görülüyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Türkgün gazetesinde yayınlanan açıklaması, yaşananlardan duyulan rahatsızlığın “Bahçelice dışavurumu” olarak okunabilir.
Açıklamanın büyük bölümünde Özgür Özel ve CHP’yi hedef alan ifadeler vardı. Ama zaten Bahçeli gibi mevcut rejimin sahiplerinden olan bir siyasetçiden başka nasıl bir yaklaşım beklenebilirdi? Bahçeli, Erdoğan’a “dostça” seslenecekse, bu ilişkinin karşısındaki hasım CHP olmalıydı. Buradan “rol gereği böyle söyledi” anlamı çıkmasın; MHP lideri tıpkı partneri gibi bu rejimin devamlılığını istiyor, CHP’ye dair her türlü tasarrufa da dünden razı. Lakin savunduğu yol ve yöntem, ortağından bir nebze farklı.
Elbette söz konusu olan Bahçeli’nin açıklamalarıysa kesin ve........
© Birgün
