Halk için OVP’nin anlamı: Orta vadeli tehlikeler!
2025-2027 dönemini kapsayan yeni Orta Vadeli Program (OVP) 5 Eylül 2024 tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlandı. OVP Kamu Mali Yönetimi ve Bütçe Kontrol Kanunu gereğince hazırlanıyor ve merkezî yönetim bütçesinin hazırlanma süreci OVP ile başlıyor. OVP gelecek üç yıla ilişkin makro politikaları, ilkeleri ve hedeflenen temel ekonomik büyüklükleri, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminlerini ve kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeriyor. Kısaca OVP, gelecek üç yılın yol haritası gibi.
2025-2027 dönemi OVP’de enflasyon yukarı doğru, büyüme ise aşağıya doğru revize edildi. Uzun yıllar boyunca olduğu gibi bir önceki dönem OVP hedefleri yine tutmadı. 2024 yılsonu enflasyonu yüzde 41,5 olarak revize edilirken 2025 yılı enflasyon hedefi yüzde 17,5 olarak saptandı.
Yeni OVP’de bir dizi gösterge ve politika hedefi yer alıyor. OVP’de işçileri, emekçileri ve emeklileri de ilgilendiren önemli konular var. Bir bölümü teknik ve örtülü şekilde ifade edilen çalışma hayatı ile ilgili hedefler ne anlama geliyor? Bu yazımda OVP’nin emek açısından mealini yazmaya çalışacağım.
Yeni OVP’de yer alan en vahim hususlardan biri izlenen ekonomi politikasının dayandığı büyük yalanın tekrarıdır. Bu ücret-fiyat sarmalı yalanıdır. OVP’de “yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar politikası” başlığı altında ücret artışları konusunda aynen şunlar yazılı: “Enflasyondaki atalet bütüncül açıdan ele alınacak, enflasyon beklentilerinin de daha etkin yönetimiyle fiyatlardaki katılıkla mücadele edilecektir. Ücret fiyat sarmalının önlenmesine yönelik asgari ücret artışlarının dezenflasyon süreciyle uyumu gözetilmeye devam edilecektir.”
Demek ki neymiş? Ücret-fiyat sarmalı varmış! Bunu önlemek için asgari ücret artışı dezenflasyon süreci ile uyumlu olacakmış. Nedir bunun meali? OVP’de ücret artışları enflasyonun sebebi olarak görülüyor ve enflasyonu önlemek için asgari ücret artışları enflasyon hedefi ile uyumlu olması hedefleniyor. “Asgari ücret enflasyon hedefine uyumlu olacak” demek yerine “asgari ücret artışlarının dezenflasyon süreciyle uyumu gözetilmeye devam edilecektir” gibi dolambaçlı bir ifade tercih ediliyor. Bir diğer ifadeyle, “Nasıl 2023 Temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmadıysa Ocak 2025 zammı da enflasyon hedefine uyumlu olacak” demeye getiriyor OVP. Bilindiği gibi ücret artışlarının hedef enflasyona göre yapılması IMF’nin de önerileri arasında yer alıyor.
2025’in ilk yarısı için hedef enflasyon yüzde 15’ten yüzde 17,5’e çekildi. Bunun anlamı 2025 asgari ücreti için yaklaşık yüzde 20 gibi bir artışın gündeme getirebilirler.
2025 yılı için 20-21 bin TL civarında bir asgari ücret dayatması ihtimal dahilindedir. Türk-İş tarafından yapılan hesaplamalara göre Ağustos ayında 4 kişilik bir ailenin dengeli beslenmesi için gerekli gıda harcaması (açlık sınırı) 19 bin 271 TL, tek başına bir işçinin yaşam maliyesi ise 25 bin TL’dir. DİSK tarafından yapılan hesaplamaya göre ise temmuz ayında gıda harcaması 19 bin 423 TL ve tek başına bir işçinin yaşam maliyeti 31 bin 181 TL oldu. Bu miktarların yılsonuna doğru daha da artacağı sır değil. Bu tablo karşısında 20-21 bin TL bandında bir asgari ücret dayatması ciddi bir toplumsal tepkiye yol açacaktır. Türkiye’de asgari ücret âdeta ortalama ücret düzeyi haline geldiği için genel ücret düzeyinin de hedef enflasyon düzeyinde kalması söz konusu.
Öte yandan Ocak........
© Birgün
visit website