menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Olağandışı günlerin notları

28 2
12.04.2025

Tayyip Erdoğan’ın seçimlerdeki “korkulu rüyası” Ekrem İmamoğlu’nu uydurma gerekçelerle içeri tıkmak yetmedi! Onun İBB’deki kurmay kadrosunu da “suç örgütü” ilan ederek Silivri zindanına gönderdiler. Bu kurmaylar arasında İstanbul’un yok olmaya yüz tutmuş tarihsel yapılarını ve kültürel mirasını kamucu bir anlayışla ayağa kaldırıp halkın hizmetine sunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da vardı. Hekim raporlarıyla belgeli ciddi sağlık sorunlarına karşın onu cezaevine yollamaktan çekinmediler. Her siyasal eğilimden vicdan sahibi insanlar, Mahir Polat’ın tutuksuz yargılanması için sesini yükseltti. Ama Saray rejiminin sağlık kurumları, tansiyonu fırlamış, kalp hastası bu tutukluyu günlerce hastane-cezaevi ve Adli Tıp arasında sürekli dolaştırıp yorarak yaşamını iyice riske soktular. Mahir Polat’ın sağlık durumunun ciddiyeti herkesçe biliniyordu. Ama ona düşman ceza hukuku uyguladıkları için eziyet olsun diye işi ağırdan almayı yeğlediler. Hem de Madımak Oteli’ni ateşe veren Sivas katliamcılarının ve insanları domuz bağıyla boğazlayan Hizbullahçı canilerin art arda dışarı salındığı bir dönemde…

Neyse ki daha fazla sürdüremediler bu zulmü. 23 Mart’ta tutukladıkları Mahir Polat’ı, toplumsal tepki çığ gibi büyüyünce 9 Nisan’da bırakmak zorunda kaldılar. Ama özgürlüğüne tam olarak kavuştuğunu söyleyemeyiz. Çünkü “ev hapsi” kararıyla salıverdiler…

“Adli kontrol” kapsamındaki “ev hapsi” cezası da artık rutin bir uygulamaya dönüştü. Eskiden savcılıkta ifade verir çıkardınız. Şimdi davet mavet yok! Zaten siz isteseniz de gidip ifade veremiyorsunuz! Mutlaka “şafak operasyonunu”nu tatmanız gerekir. Göstere göstere gözaltına alındığınızda da öyle elinizi kolunuzu sallayarak savcılıktan çıkamazsınız. Eğer şansınız yaver gider de tutuklanmazsanız, en iyi olasılıkla ev........

© Birgün