menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Yeni paradigma”

34 1
11.01.2025

Akademik ve entelektüel çevrelerin kullanmayı pek sevdiği “havalı” bir sözcüktür “paradigma”! Sınırları belli bir ekonomik, siyasal, toplumsal modelden söz ederken bu kavramı kullanırsanız sözünüzün ağırlığı artar, “derin düşünür” sayılırsınız!

Daha önce Fikret Başkaya’nın Cumhuriyetle hesaplaştığı Paradigmanın İflası adlı kitabıyla gündeme gelmişti “paradigma” sözcüğü. Atatürk karşıtlığında “Fesli Kadir”le yarışılan yıllardı. Kimi “Yanlış Cumhuriyet”ten dem vuruyor, kimi “Ne heyir gördük bu Cumhuriyetten?” diye şaklabanlık ediyordu! O günlerde Fikret Bey de “resmi ideolojinin eleştirisi” diyerek alternatif bir tarih yazımına girişmişti. Ne var ki birtakım önkabuller ve peşin yargılarla yola çıktığından nesnellikten uzaklaşmış; hatta Türkiye’nin Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın antiemperyalist bir nitelik taşımadığını öne sürecek kadar ölçüyü kaçırmıştı

Büyülü “paradigma” lafı yine gündemde. Şimdilerde “yeni paradigma”dan söz ediliyor. İçeriğini kimse bilmiyor ama herkesin ağzında bu sözcük…

Öcalan demiş ki, “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.”

Önce bir dil yanlışını düzeltelim. “Ehil ve kararlılığa sahibim” denmez. “Ehil” sözcüğü dilbilgisi açısından önaddır. Birinin ustalığını, yetkinliğini belirtmek için “ehil insan” deriz. Yani insan bir “işin ehli”, ustası olabilir ama “ehil sahibi” olamaz! O tümcenin şöyle olması gerekirdi:

“… gerekli katkıyı sunacak ehliyet ve kararlılığa sahibim.”

Daha işin başında böyle özensiz tümceler........

© Birgün