menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Reklamlar bitti

25 17
10.11.2025

Bu hafta reklamcılıkla ilgili bir yazı yazmak istedim ama bir şartım var: Önce elli yıl geriye gideceğz.

1970’lerde akümülatör tıpkı terzi dükkanları gibi küçük imalathanelere özel siparişle yaptırılırdı. Fabrika üretimi aküler varsa bile yaygın değillerdi. İyi bir akücü tıpkı iyi bir terzi gibi dikkat çeker, insanlar birbirlerine “Falanca ustaya git, onun aküleri harika” gibi tavsiyelerde bulunurdu.

Babam işte bu akü üreticilerinden biriydi. Ev dışında düzenli olarak gittiğim ilk “dış mekan” babamın atölyesiydi. Daha ilkokula başlamadan bu dükkanda çırak olarak çalışmaya başladım. Yıllar sonra reklamcılık işine başladığımda bu dükkanla ilgili deneyimlerimi sık sık anımsadım ve çalıştığım markaların iletişim tarzıyla karşılaştırmalar yaptım.

Babam gerçekten iyi aküler imal ediyordu. Onun aküleri merdiven altı tamircilerin “çıkartma” akülerinden dört kat, fabrikasyon akülerden iki kat daha uzun süre dayanıyordu. Bilmeyenler için: Akü içindeki gözlerde artı ve eksi plakalar olan dev bir pil. Bu plakalar kurşun hatlar üzerine yerleştirilir ve gözlerin içine asit dökülür. “Çıkartma akücüler” eski akülerin eksi plakalarını çıkartır ve tekrar kullanırlar. Eksi plakalar artı plakalara nazaran daha uzun ömürlüdür, böylece iki kez kullanılabilirler. Babam bunu hiç yapmazdı ve akünün tüm malzemelerini sıfırdan kendi üretirdi.

Kalfalar atölyenin ortasında bir masada artı eksi kutupların macunlarını getiriler, bu macunları plakaların kurşun kafeslerine ekmeğin üzerine yağ sürer gibi sürerlerdi. Fabrikasyon akülerde çok ince olan kurşun hatlar babamın akülerinde kalın olurdu. İyi malzeme ve iyi işçiliğin sonucunda İstanbul’dan Ankara’dan araçlarına akü almak için gelenler çıkardı. O navigasyonsuz çağda Bursa’yı hiç bilmeyen müşteriler, sora sora babamın dükkanını bulurlardı.

Raflarına özenle silinmiş yeni akülerin yerleştirildiği temiz bir yazıhanesi vardı babamın. Müşterileriyle ilişkileri nasıldı? Her zaman pozitif ama hiçbir zaman yılışık değil, hiç poz yapmadan, kimseyle fazla derin konulara, siyasete filan girmeden… Ben babamı hiç kirli bir giysiyle görmedim örneğin, her zaman temiz ve ütülü giysiler giyer, imalatın yapıldığı alanla birkaç metre mesafede olan atölye ile arasına görünmez bir set çekerdi. Yazıhane duvarlarında kendiyle, kökeniyle, düşünceleriyle ilgili ipucu verecek hiçbir şey olmazdı. Burası iş yeriydi, ticaret erbabının müşterisiyle ilişkisi mesafeli olmalıydı.

Sonuçta babamın bir reklamı oluyordu ki, bunca kişi ondan alışveriş yapıyordu. Peki bu reklam neydi?........

© Birgün