Olumlu bamlar
Okuduğumuz veya işittiğimiz her şey aklımızda kalsa, doğru seçilmiş tek bir kitap okuyarak veya tek bir film izleyerek bilge bir insan haline gelebilirdik. İyi metinler, iyi filmler, iyi söyleşiler bize birçok şey kazandırır kuşkusuz ama bazen öyle anlarımıza öyle sözler denk gelir ki, bu sözler sıradan bile olsa karakterimizi hatta hayatımızı değiştirir.
“Bam teli” negatif anlamda kullanılır. Biri sizi kızdıran bir söz söyleyince “Bam telime dokundu” deriz. Aynı güçtü olumlu bir söz bulamadım. “Gururum okşandı”, “Hoşuma gitti” filan deriz ama bunlar “bam teli” kadar güçlü ifadeler değil. Bir de titreyen bir “gönül teli” var ama o da etkide bam telinin yanına yaklaşamıyor. O halde “Bam teli”ni şu andan itibaren olumlu durumlar için de kullanmayı öneriyorum. İtirazı olan? Kabul edilmiştir.
Orta ikiye gidiyordum ve “çıktığım” kıza aklımca çok havalı bir konuşma yapıyordum. Kız birden durdu “Yahu sen kimle konuşuyorsun? Benle mi, bir başkasıyla mı?” dedi. Bu söz bam telime öyle bir dokundu ki, hayata bakışım değişti. Kız haklıydı. Taze bir ergen olarak en büyük hedefim mahalledeki abilerin beni aralarına almasaydı ve onların yanına gidip “Manitaya şöyle dedim, böyle dedim” dersem beni kesin kendileri gibi yetişkin sayarlardı. Hedef kitlem mahalledeki abilerdi; benimle yürüyen sevgilime değil o sırada orada olmayan abilerime konuşuyordum. Kız arkadaşım, “Kimle konuşuyorsun sen?” diye sorduğunda, iş hayatında başarı kazandıran doğru hedefleme ve konumlandırma hakkında hiçbir okulda öğrenemeyeceğim kadar unutulmaz bir ders vermişti.
Sarhoşken atılan mesajlardan daha beteri, ayıkken yazılan uzun mektuplar olmalı. 33 yaşında gemileri yakıp kendi ajansımı kurduğumda kurtlar sofrasında öyle korunmasız hissediyordum ki, reklam sektörünün büyükleri sayılan, daha önce birlikte çalışmadığım birkaç isme mektup yazıp bir ajans açtığımı “müjdeledim”. Tamamen yanlış bir hareketti. Geçmişe dönüp baktığımda en çok bu tip mektuplarımdan pişmanlık duyarım. “Reklam sektörünün büyükleri” olan bu yavşaklar, kibirlerinden mi yoksa ezikliklerinden mi........
© Birgün
visit website