menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Denemek

39 1
03.02.2025

Kafede kitap okuyan kızın yanına ansızın bir delikanlı oturuyor.

“Tuhaf bir hareket yaptığımın farkındayım. Seni tanımıyorum ve hemen masadan kalkıp gitmemi söyleyebilirsin. Ne dersin? Gideyim mi, yoksa beni dinlemek için üç dakikanı ayırabilir misin?”

Kız masasına gelen bu erkeğin aptalca laflar edeceğine emin. Bildik klişeleri sıralayacak, “Kadınlar kendini güldüren erkekleri sever” mitini doğrulamak adına acıklı soytarılıkar yapacak (oysa kadınlar gülünç bir şey söylemediği halde güldüren erkekleri severler) ve masaya gelerek yarattığı özgüven algısını topu topu üç dakika içinde yerle bir edecek.

Kız acele etmeden saatini çıkartıp masaya koyuyor ve “Yüz elli saniyen kaldı” diyor.

“Şu durumu ben yaşasam ne düşünürüm, yani ben kitap okurken sen masama gelip aynı şeyleri söylesen? Seni küçümserim. Masama davetsizce gelip benimle flört edecek bir kadını aşağılamak üzere kurgulanmışım. Ne kadar güzel olursan ol, popom anında kalkar. Dünyanın en tipsiz erkeği bile olsam havalara girerim. Oysa hesapta korkaklığa değil cesarete hayranım... Yoksa benden içeri olan gerçek ben, illüzyon benin tam tersi ezik bir varlık mı? Belki korkağın tekiyim ve benden daha korkak birinin yanında aslan kesilip kendimi iyi hissediyorum. Belki bu nedenle masama gelip otursan, senden korkar, kaçar ve bunu kendime yanlış tercüme ederim… Senin de benim gibi olduğuna eminim. Zaten en azından bir konuda emin olmasam buraya asla gelmezdim. Peki şimdi ne yapacağız?”

Delikanlı kolundaki saati çıkartıp, kızın saatinin yanına koydu. “Sadece elli saniye sürdü. Yüz saniye boyunca........

© Birgün