Yoksullar beslenmeye değil tok kalmaya çalışıyor
Son günlerde sokakta yürürken karşınıza çıkan ‘görevliler’ boyunuzu, kilonuzu ölçüp obez olup olmadığınızı kontrol ediyor. Sağlık Bakanlığı obeziteyi bir halk sağlığı sorunu olarak belirlemiş, sitesinden de “. Sağlıklı Hayat Merkezlerine, İlçe Sağlık Müdürlüklerine ve Toplum Sağlığı Merkezlerine başvurarak ücretsiz şekilde beslenme ve fiziksel aktivite danışmanlığı hizmetleri alabilirsiniz. Ayrıca obezite taraması için kayıtlı olduğunuz Aile Hekiminize başvurabilirsiniz.” çağrısı yapıyor.
Peki diyelim ki sokakta ölçümlerinizi yaptırdınız ya da aile hekiminize gittiniz ve obez olduğunuz belirlendi. Ne yapacaksınız? Bakanlık bu konuda sorunun çözümüne yönelik hangi adımları atıyor?
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) açıkladığı 2022 verilerine göre Türkiye Avrupa’nın en obez ülkesi. Rapora göre Türkiye’de yetişkinlerin yaklaşık yüzde 60’ı aşırı kilo veya obezite sorunu ile karşı karşıya.
Türkiye’de ise bu konuda en son açıklanan veriler 2023 yılına ait. Yani Sağlık Bakanlığı 2-3 yıl öncesine ilişkin veriler ile hareket ediyor.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Gül Ergör, Türkiye’de artan obezite oranlarını bianet’e değerlendirdi.
Ülkemizde en son yapılan Türkiye Hanehalkı Sağlık Araştırması 2023 sonuçlarına göre obezitenin yetişkinlerde önemli bir sorun olduğuna dikkat çeken Ergör, “Fazla kilolu ve obez oranı kadın ve erkeklerde ` iken, erkeklerde obezite kadınlarda daha yüksek olacak şekilde 0 buldu.” dedi ve sonuçta her 10 kişiden 6’sında kilo sorunu olduğunu ifade etti.
Bu durumun beslenmedeki yanlışlarla birlikte fiziksek aktivitenin azlığıyla da ilişkili olduğunu söyleyen Ergör, “Toplum olarak sağlık amaçlı spor yapma alışkanlığımız yok denecek kadar az.” diyerek sözlerini sürdürdü.
Okullardaki spor aktivitelerinin eksikliğine de değinen Ergör, şunları söyledi:
“Okullarda beden eğitimine ve spor aktivitelerine katılıma ne kadar az önem verildiği herkesin bildiği bir gerçek. Bunun bir nedeni de yeterli spor alanları, malzemeleri olmaması. Ülke olarak sağlıklı nesiller için bu konuya önem vermek ve yatırım yapmak zorundayız. Bir kişi 30-40 yaşına geldikten sonra onu kilo vermek için spora yönlendirmek çok geç kalmış bir girişim oluyor.”
Ergör, “Beslenme alışkanlıkları kuşkusuz obezitede en önemli etmen. Son yıllarda ülkemizde artan obezitenin, toplumumuzda sevilen hamur işi, tatlı ve diğer karbonhidratlı ve şekerli yiyeceklere ulaşmanın daha kolay olmasının rolünün önemli olduğunu düşünüyorum.” dedi ve ekledi: “Her cadde ve sokakta unlu mamuller satılan bir yer var ve bunlara bir de kurye sistemiyle 24 saat ulaşılabiliyor. Ayrıca ev dışında yapılan tatlılarda glikoz şurubu kullanımının yüksek olduğunu biliyoruz, bunun yanında doymuş yağların daha çok kullanıldığını da biliyoruz. Bu özellikler, bu yiyeceklerin obeziteye katkısını artırıyor. Ayrıca bu tatlı ve unlu mamullerin pek çoğu ekonomik olarak ulaşılabilir durumda.”
Özellikle Avrupa ve ABD’de obezitenin yoksulların sorunu olduğunu söyleyen Ergör, “Çünkü kalorisi yüksek gıdalar; fast food, cips, kolalı içecekler gibi daha ucuz yiyecekler yaygın. Sağlıklı beslenme daha çok sebze ve meyve içermesi nedeniyle daha pahalı oluyor.” dedi.
“Batıda ucuz olan endüstriyel yiyecekler, yabancı fast food zincirleri bizim ülkemizde benzer biçimde ucuz değil. Bu nedenle bizde yoksul kesimlerdeki obezite daha çok ekmek, makarna ve benzeri yiyeceklerle beslenmenin sonucu. Doyurucu olan et, süt, yoğurt gibi yiyeceklere ulaşmak ekonomik olarak güç olunca zengin gıdaların yerini bunlar alıyor. Bu da obezitenin artmasına neden oluyor.” diyen Ergör, “Ülkemizde yukarıda söz ettiğim nedenlerle zengin kesimlerde de kültürel nedenlerle kalorisi yoğun tatlı ve hamur işleri fazla tüketilerek obezite ortaya çıkıyor.” diye konuştu.
Ergör, sözlerini şöyle noktaladı: “Beslenme şeklinin değiştirilmesi bilinçli bir eğitim ve kararlılık gerektiriyor. Obezite sorunu bireylerin kendi başına çözmesi gereken bir sorun değil devletin vatandaşlarına karşı bir sorumluluğudur. Sağlıklı besinlere uygun fiyatlarla ulaşımın sağlanması, fizik aktiviteyi arttırıcı altyapı hizmetlerinin topluma ulaştırılması, doğru beslenme için bilgilenme ve bilinçlendirmenin okullarda, topluma yönelik sağlık hizmetlerinde sunulması gereklidir. Obezite oluştuktan sonra zayıflama hizmetleri sunmak değil önleyici hizmetlere öncelik vermek gereklidir.”
(YAH/Mİ)
İsrail Komünist Partisi (Maki) ve Barış ve Eşitlik için Demokratik Cephe (HADAŞ) 13 Haziran Cuma günü İsrail'in İran'daki nükleer ve askeri tesislere yönelik saldırılarına karşı yayınladıkları bildiriyle Netanyahu hükümetinin eylemlerini kınadı.
İsrail Komünistleri ve demokrasi cephesi yayımladıkları ortak bildiride "[...] Binyamin Netanyahu hükümetinin parlamentodaki muhalefetin de desteğiyle bölgeyi daha da geniş bir tırmanışa sürükleme girişiminin bir parçası olarak [...] gerçekleşen İran'a yönelik büyük çaplı İsrail........
© Bianet
