menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Orman yangınları bir insan hakları meselesidir

13 0
02.08.2025

Yazın sıcak günlerinde yaşanan orman yangınları maalesef ağır sonuçlara yol açıyor. En son Eskişehir'in Seyitgazi bölgesinde geçen hafta çıkan yangında 5’i orman işçisi ve 5’i de AKUT gönüllüsü toplam kişi yitirdi. Bu orman yangınlarında sayısız diğer canlı türleri de yaşamını yitiriyor, zarar görüyor.

Orman Genel Müdürlüğünün hazırladığı Orman Yangınlarının Önlenmesi ve Söndürülmesinde Uygulama Esasları yayını da bu hususa dikkat çekiyor ve yangını şu şekilde tanımlıyor: "Serbest yayılma eğiliminde olan ve ormanda yaşama birliği içinde bulunan canlı ve cansız bütün varlıkları yakarak yok eden ateştir."

Uygulama esaslarına göre yangınları çıkış nedenleri dört ana kategoriye ayrılıyor: yıldırım, kasıt, ihmal ve dikkatsizlik, nedeni bilinmeyen yangınlar.

Birleşmiş Milletler Ormanlar Sekretaryası Direktörü Juilette Biao’nun paylaştığı verilere göre, 2001-2018 döneminde dünya genelinde yaşanan orman yangınlarının üçte ikisinden fazlası Afrika’da. Ayrıca, yaşanan en geniş alanlar (500 milyon hektardan fazla alan) Doğu Avrupa, Güney Afrika, Batı ve Orta Afrika, Avustrulya bölgesinde, Kuzey Afrika ve Güney Amerika’da bulunuyor.

World Resources Institute (Dünya Kaynakları Enstitüsü) 21 Temmuz tarihli yayınında uyarıyor: Son veriler uzun zamandır yaşadığımız korkuyu teyit ediyor. Enstitü, bahsettiği korkuyu da yalın bir dille formüle ediyor: Dünya genelinde orman yangınları daha yaygın hale geliyor ve yıkıcılık düzeyi artıyor.

Dört yazarlı çalışmanın paylaştığı veriler orman yangınlarının ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Çalışmanın Maryland Üniversitesindeki araştırmacıların 2001-2024 dönemindeki verilerini inceleyerek mevcut orman yangınları sorununun ulaştığı boyutu ortaya koyuyor. 2024 yılında en az 13.5 milyon hektarlık ormanlık alanın yandığını tespit ediyor. Yazarlar fikir vermesi bakımından bu alanın yaz döneminde bizim gibi yangınla uğraşan komşumuz Yunanistan’ın toplam yüz ölçümü kadar olduğuna dikkat çekiyor.

Ayrıca, 13.5 milyon hektarlık yanan alanın rapor edilen verilere dayalı olduğunu ve sürekli artış gösterdiğini akıldan çıkarmamız gerekiyor. Örneğin, 2023’te 11.9 milyon hektarlık bir alan yanmıştı.

Buna karşın, “insan türü olarak müsebbibi olduğumuz ya da etkili bir biçimde önlemeyerek sorumlusu olduğumuz orman yangılarının yıkıcılığının tam olarak farkında mıyız?” sorusuna yanıt aramamız lazım.

İnsanın çevreye müdahalesindeki sorumluluğu koşulsuz ve mutlaktır.

Orman yangınlarının daha fazla yaşanmasına yol açan temel faktörlerden birisi de insan türü olarak bizim çevreye müdahalemizin sınırsız olabileceğine dair yanlış bilgimiz. Bu yanlış algının sonucu olarak sanki ne yaparsak yapalım dünya yok olmayacakmış gibi davranıyoruz. Maalesef durum böyle değil. İHD olarak hazırladığımız Çevre Hakkı Tutum Belgemizde altını çizdiğimiz üzere:

"Bugün, canlıların yaşam alanlarında fiziksel tahribat açısından onarılmaz yaralar açılmıştır. Dünya ülkeleri ve çevre organizasyonları; ülkelerin çevre tahribatında taraftır. Bu müdahale meşrudur, sorumluluk koşulsuz ve mutlaktır."

Orman yangınlarındaki sorumluluğumuzun farkında varmak için meseleye hak perpesktifinden yaklaşmamız gerekir.

Orman yangınlarına bakarken mevcut değerlendirmelerimiz öncelikle -verili durumda belki haklı olarak- doğrudan ekonomik sonuçlarına odaklanıyor. Diğer olağandışı doğa olaylarında (zirai don tarım ürünlerini etkilemesi tartışmaları örneğinde gördüğümüz gibi), olağanüstü durumlarda olduğu gibi yanan ormanlar zaten dünyadaki sınırlı tarım alanlarına zarar verdiğinde o yıl ki tarım ürünleriyle ilgili hesaplar yapıyoruz. Bu yangınların kamu bütçesine maliyeti ve genel ekonomik yaşama etkisi dahi büyük oranda yangının söndürülmesi, zararların sigorta veya diğer yollarla karşılanması, zarar gören mülkler vb. doğrudan meselelere odaklanıyor.

Ne var ki, kendisi bir yaşam alanı olan ve insan türünün yaşamı için elzem olan ormanların uzun vadeli etkilerine yeterince bakmaktan hala uzağız.

Yanan ormanlara hak perspektifiyle yaklaşmak ve her daim diğer canlı türlerini de akılda tutmak gerekir. Çünkü orman onların yaşam alanı.

Haklar bir bütün olduğu ve birbirinden ayrılmadığı için orman yangını ormanda kalmıyor. Bir kıvılcımdan........

© Bianet