menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kanada salı günü turuncu gömlek giyecek

9 1
30.09.2025

Kanada, 2021 yılında yerli çocuklarının asimilasyon amacıyla zorla gönderildiği ve genellikle Katolik kiliseleri ile devlet işbirliği ile yürütülen eski yatılı okullarda isimsiz toplu mezarların keşfiyle derinden sarsıldı.

Britanya Kolombiya eyaletinin Kamloops şehrinde bir eski yatılı okulunun yakınında bulunan 215 yerli çocuğa ait kalıntılar, “İlk Halklar” olarak adlandırdığımız 630’dan fazla yerli halk ile Métis ve Inuit topluluklarının uzun süredir bildiği, ancak çoğu zaman göz ardı edilen gerçek hikâyelerin somut bir kanıtı olarak kabul edildi. Bu yatılı okullar, 1870’ten 1996 yılına kadar, 150 binden fazla yerli çocuk için büyük acı, ihmal ve istismarın mekânları olmuştu.

Kanada tarihinde kara bir leke olan yatılı okullar ve yerli halklara yönelik diğer adaletsizliklerle yüzleşmek amacıyla, 2007 yılında İlk Halklar, Kanada hükümeti ve kilise grupları arasında bir süreç başlatıldı. İlk kez 2021 yılında anılan 30 Eylül, Hakikat ve Uzlaşma Ulusal Günü olarak belirlendi ve Mart 2023’te resmî bir tatil olarak ilan edildi. Bu önemli günün tatil edilmesi, hem yatılı okullarda hayatını kaybeden çocukları, hayatta kalanları, ailelerini ve topluluklarını onurlandırmayı hem de ulusal bir yas ile eleştiri ve düşünme çağrısı yapmayı amaçlamaktadır.

2021 yılının baharında 215 çocuğun toplu mezarlarının keşfi haberine uyanan pek çok Kanadalı, tarihlerinin bu kara kısmını bilmiyordu. Zaten yerli halklar hakkında genel olarak çok az bilgiye sahiptiler. Bu yaygın cehalet, büyük ölçüde basın ve kitle iletişim araçlarının yıllarca yalnızca beyaz Kanada toplumlarına odaklanmasından, ayrıca yerli halkların tarihini inkâr eden, örtbas eden veya çarpıtan bir eğitim sisteminin etkisinden kaynaklanmaktaydı. Sonuç olarak, Kanadalıların tutumları uzun süreli olumsuz ve yanlış bilgilerle şekillenmiş. Günümüzde ise, Kanada genelinde okul müfredatları ve basın kuruluşları, yerli halklarla işbirliği yaparak bu olumsuz bilgi ve davranışları tersine çevirmeye çalışıyor.

Kanada Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu’nun başkanlığına 2009 yılında, bir yıl önce vefat eden yerli halklardan olan yargıç Murray Sinclair atandı. Komisyon Sinclair liderliğinde Kanada’nın en karanlık dönemlerine ışık tutarak, hayatta kalan binlerce kişinin ifadelerini topladı. 2015 yılında yayımlanan sonuç raporunda, bu yolculuğun önemli bir parçası olarak 30 Eylül’ün resmî tatil olarak ilan edilmesi önerilmiştir. Trudeau liderliğindeki Kanada Hükümeti, 2021 yılındaki mezar keşiflerinin ardından bu çağrıya olumlu bir yanıt verdi.

Peki, neden 30 Eylül? Bu tarihin seçilmesi, tamamen tabandan gelen bir hareket olarak Turuncu Gömlek Günü’ne dayanıyor. Stswecem’c Xgat’tem halkından Phyllis Webstad, 1973 yılında henüz altı yaşındayken yatılı okulda geçirdiği ilk günde yaşadığı olayla bu hareketi ateşlemiş. Büyükannesinin ona hediye ettiği turuncu gömleği, okulun ilk günü elinden alındığında, bir yatılı okul kurtulanı olarak yıllar sonra yaşadığı deneyimi paylaşmış. Phyllis’in hikâyesinin ardından, onun ve benzer durumda olan çocukların deneyimlerini anmak için Turuncu Gömlek Günü başlatılmış ve buna bir de “Her Çocuk Önemlidir” mesajı eklenmiş. Tüm Kanada halkı olarak, salı günü yatılı okul çocuklarının kimliklerinin, kültürlerinin ve onurlarının nasıl gasbedildiğini hatırlamak ve bu deneyimlerden neler öğrenebileceğimizi, neleri değiştirebileceğimizi vurgulamak amacıyla turuncu giysiler giyeceğiz. Kimimiz üstünde “Her Çocuk Önemlidir” yazan tişörtler giyecek.

Aralarında bulunduğum birçok öğretmen, Turuncu Gömlek giymenin yaygın bir sembol olduğunu kabul ediyor; ancak bu günü anlamlı kılmak için sembollerin ötesine geçmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Yerli halkları dinlemek, hayatta kalanların hikâyelerini okumak, yerli halkların büyükleri (elders) ve öğretmenleriyle çalışmak, tarihi antlaşmaları öğrenmek ve yaşadığımız toprakların geleneksel yerli halkların toprakları olduğunu kabul etmek, bu sürecin önemli parçaları. Öğrencilerimize Hakikat ve Uzlaşma Günü’nün yalnızca bir tatil değil, aynı zamanda Kanada’nın sömürgeci geçmişini, kuşaklar arası travmaları ve yerli halkların hâlâ karşılaştığı sistematik adaletsizlikleri öğrenme ve düşünme günü olarak da görülmesi gerektiğini anlatmak için dersler hazırlıyoruz. Yerli halklarla uzlaşma sürecinin önemini tartışırken, geçmişte yapılan hataların kabul edilmesi ve adil bir gelecek yaratma çabalarının uzlaşmanın temeli olarak nasıl değerlendirildiğini inceliyoruz. Bu gün, sadece okullarda değil, Kanada genelinde törenler, film ve sanat gösterimleri ve saygı duruşlarıyla anılacaktır.

Ancak Kanada, Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu’nun sunduğu 94 öneri ve çağrının büyük bir kısmını henüz hayata geçirememiştir. Bu önerilerden bazıları hayati önem taşıyor. Temiz suya erişim, eğitimde eşitlik, sağlık hizmetleri ve kaybolan ya da öldürülen yerli kadınlar konusundaki adalet talepleri gibi pek çok alan hâlâ çözüm beklemektedir.

Hakikat ve Uzlaşma Günü’nün varlığı, Kanada’nın sömürgeci geçmişinin yalnızca tarihte kalmadığını, günümüzde de yerli halkların yaşamlarını derinden etkilemeye devam ettiğini hatırlamamıza ve sistematik ırkçılığın ve kültürel yok saymanın ulusal politikaların bir parçası olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. Son yıllarda benim gibi Vancouver’da yaşayan Kanadalı doktor ve yazar Gabor Maté’nin bir kac kez konuşmasına tanık oldum. Maté, yatılı okullardaki trajedileri, sömürgeciliğin yarattığı “geniş çaplı ve kolektif bir travma” olarak tanımlıyor. Ayrıca, yerli halkların topraklarının ve kültürlerinin ellerinden alınmasını, İlk Halklar topluluklarının kuşaktan kuşağa geçen ruh sağlığını ve topluluk refahını olumsuz etkilediğini vurguladı. Maté’nin bu sözleri benim gibi yerli olmayan öğretmenler ve vatandaşlar için önemli bir ışık tutuyor: “Bu mirası kabul etmek, suçlulukla değil, sorumlulukla ilgilidir. İyileşme ve adalet adına duymamız gereken kolektif bir yükümlülüktür.” Ünlü yazar, birçok Kanadalının yatılı okullarda yaşananlar ve diğer gerçekler hakkında bilgi sahibi olmadan büyüdüğünü, bunun benzer bir durumun İsrail halkı için de geçerli olabileceğini ifade etti. Maté, “yerli Filistinlilere” yönelik muameleyi, Kanada ve ABD’deki yerli topluluklara yapılan muamele ile kıyasladı. Hatta, Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun Kanada ve İsrail’in aynı değerleri paylaştığına dair açıklamasından sonra doğrudan eleştiride bulundu. “Evet, ne yazık ki bu doğru,” diyerek yanıtladı; çünkü her iki ülke de yerli halkların yerinden edilmesi üzerine inşa edilmiştir.

Hakikat ve Uzlaşma Günü, ulusal bilinçte yeni ama Kanada’nın hesaplaşma ve iyileşme sürecinde ve yerli halklar için saygı ve onur dolu bir gelecek yaratmak için önemli bir adım. Pek çok diğer ülke için de, Türkiye için de, toplumsal hafızada derin izler bırakan acı olaylarla yüzleşmek,........

© Bianet