“Sovyet Otobüs Durakları” sergisi Taksim Sanat’ta
Taksim Sanat, bu yıl 212 Photography İstanbul kapsamında Kanadalı fotoğrafçı ve film yapımcısı Christopher Herwig’in “Sovyet Otobüs Durakları” sergisine ev sahipliği yapıyor.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminden kalan ve çoğu 1960’larda ve 70’lerde inşa edilen otobüs duraklarını konu alan çalışma, sıradan görünen yapıların nasıl birer kamusal hafıza nesnesine dönüştüğünü gösteriyor.
Fotoğraflar, geçmişin mimari ideallerinden çok, bugünün sessiz tanıklığına odaklanıyor.
Herwig yalnızca otobüs duraklarını fotoğraflamıyor, bu yapıların mekânlarla ilişkisini de inceliyor. Durakların çoğu, yerel ustaların ve isimsiz mimarların elinden çıkmış yapılar; anonim üretimin içindeki özgün yaratıcılığı görünür kılıyor. Otobüs durakları burada işlevinden çok daha fazlası olarak izleniyor. Her otobüs durağı, o bölgeye ait özellikler taşıyor: Özbekistan mozaikleri, Ermenistan’ın taş mimarisi, Kırgızistan’ın yurt biçimli durakları, Ukrayna’nın seramik süslemeleri… Bazı duraklar sade geometrik yapılardan oluşurken, bazıları heykelsi ve deneysel biçimlere sahip; Herwig’e göre bu çeşitlilik, mimarinin dönemin ideolojisiyle kurduğu ilişkiyi de gösteriyor.
Sovyetler’in dağılmasıyla bu otobüs duraklarının inşası sona ermiş; ancak duraklar hâlâ işlevini koruyan kent arşivi niteliğinde. 212 Photography İstanbul’un sergi metninde yer alan “Şehir mobilyalarından daha fazlası” ifadesi de burada devreye giriyor. Duraklar kapladıkları küçük alanların hafızası. Herwig’in fotoğrafları, zamanın aşındırdığı ama hâlâ ayakta duran bu yapıları sessiz tanıklar olarak kayda alıyor.
Herwig’in projesi 2002 yılında Orta Asya’da yaptığı bir yolculuk sırasında başladı. Sanatçı, o günden bu yana 13 ülkede 30 binden fazla kilometre yol kat ederek yüzlerce durağı belgeledi. Zamanla Baltık ülkelerinden Kafkasya’ya, Orta Asya’dan Ukrayna’ya uzanan geniş bir coğrafyayı kapsayan bir arşive dönüştü. Her bir durağı bulunduğu çevreyle birlikte belgeleyen Herwig, projesini sıradan olanın içindeki yaratıcılığı keşfetmeye adadı. Bu uzun soluklu projenin fotoğrafları, 2015 yılında yayımlanan aynı adlı kitapta da yer aldı.
Galeride, sergiye eşlik eden bir de Herwig’in yıllar süren yolculuğunu anlatan Soviet Bus Stops (2022) isimli belgesel bulunuyor. Belgeselde Herwig, fotoğraf makinesini bir tür arkeoloji aracına dönüştürerek bazen haritalarda bile yer almayan kasabaları dolaşıyor.
Film, yalnızca yapıların fotoğraflarını değil, onların bugüne ulaşan sessiz hikâyelerini de anlatıyor. Bu çalışma ve belgesel, aynı zamanda “Bir kent nasıl korunur?” rehberi görevi görüyor. Yıkılmaya terk edilen bir otobüs durağı bile, bir dönemin kültürel üretimini, estetik anlayışını ve kamusal aidiyet hissini taşıyor. Her durağın ardında yerel hafızanın izleri var.
(NNN/TY)
Daha önce yalnızca filmlerde ve büyük bütçeli dizilerde gördüğümüz sahneler, Paris’te gerçeğe dönüştü. Fransa’nın başkentinde bulunan ve dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan Louvre’da, 19 Ekim’de büyük bir soygun gerçekleşti. Soyguncular, sepetli vinç kullanarak müzenin cephesine tırmandı, pencereyi zorlayarak içeri girdi, vitrinleri kırdı ve Napolyon dönemine ait mücevherlerle kaçtı.
Tarihi salonlarda yankılanan adımlar, kırılan camlar ve müze görevlilerini “boşa düşüren” hızlı kaçış, kısa sürede dünyanın gündemine oturdu. Müze açıldıktan yaklaşık yarım saat sonra, ziyaretçilerin içeride bulunduğu sırada yaşanan olay, son yılların en dikkat çekici müze soygunlarından biri olarak değerlendiriliyor.
Çalınan mücevherlerin “tarihi açıdan paha biçilemez” değerde olduğunu belirten........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Gilles Touboul