menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yoksulluk, eğitimden kopuş, suça sürüklenme, çalıştırılma ve zorla evlendirilme

9 0
18.11.2025

Son dönemde 11. yargı paketi ve çocuk suçluluğu üzerinden yürütülen tartışmalar, itildiğimiz dar tartışma köşesinden çıkarak çocuk hakları bağlamında bütünlüklü bir değerlendirme yapmamızı gerekli kılıyor. Konu sadece adalet sistemi içindeki çocukların statüsünün tanımlanmasına dair kısıtlı bir şekilde ele alabileceğimiz bir konu değil.

Aksine bu mevzu çocuk statüsüne yönelik bütünlüklü bir saldırının parçası. İSİG verilerine göre son 2 hafta içinde 7 çocuğun iş cinayeti sonucunda hayatını kaybetmesi ve geçen yıl bir araştırmanın ortaya çıkardığı üzere Urfa’daki gebelerin ’inin çocuk(!) olduğu gerçeği, "çocuk suçluluğu" tartışmasını birlikte ele almamız gereken bağlamı bize gösteriyor.

Çocukların "fail" olarak tartışıldığı bu kamusal söylem, çocukların maruz kaldıkları ihmal ve istismarın boyutlarını ve bu ihmallerdeki kurum ve kuruluşların sorumluluklarını görünmezleştiriyor. Bu durumu, çocuk yaşta zorla evlendirilme ve çocuk işçi sayısındaki muazzam artışla birlikte düşünmek gerekiyor. Eksik verilere göre bile çocuk işçi sayısı bu yıl 1 milyonu geçmiş durumda. Bu sorunlar, tekil vakalar olmanın ötesinde, çocukluğun yasal ve sosyal tanımını erozyona uğratan sistemik bir krizin göstergeleri.

Bu tablonun temelinde yatan en önemli bileşenlerden bir tanesi ise elbette yoksulluk. Zira çocukların çalıştırılması, erken yaşta zorla evlendirilmesi, eğitimden koparılmaları ve suça sürüklenmesi, her şeyden önce bir yoksulluk sorunu ve sonucu. Ekonomik krizin derinleştirdiği bu yoksulluk koşulları, çocukları koruyucu mekanizmalardan (en başta eğitimden) kopararak onları sömürüye, istismara ve şiddete açık hale getiriyor.

Bu tablonun diğer en önemli müsebbibi ise bugün daha da geriye götürülmeye çalışılan 4 4 4 sistemi. ERG tarafından yürütülen izleme çalışmaları 4 4 4 eğitim sistemi ile birlikte çok sayıda kız ve oğlan çocuğunun eğitim sisteminin dışına çıktığı gösteriyor. Çocukların okul ekosistemi içinde sosyalleşmesi, temel bilgilere erişmesi ve akranlarıyla vakit geçirmesi gibi temel gelişimsel ihtiyaçları, kesintili ve uzaktan eğitimin yaygınlaşmasıyla daha da sekteye uğruyor. Eğitimin niteliğindeki ciddi sorunlar elbetteki tartışma konusu olsa da okulun koruyucu ve geliştirici ortamından kopan çocuk sayısı muazzam derecede artıyor. Bu kopuş, farklı cinsiyetler için farklı sömürü biçimlerini........

© Bianet