Yıldızlar ve Cemal
20 Ekim 2025 günü Cemal Soyoğul’u kaybettik…
Bu yazı, gökyüzünde arayıp yerini bulamadığım bir yıldıza yazılmıştır…
Cemal’e mektup…
Sevgili Cemal,
Hiç laf dinlemiyorsun. Bir kere de inadına gitmesen ne iyi olurdu!
Tamam Merih Ak yazdı işte… Önce Tayyar Amca (Eraslan) gitti. Ardından Celal Yılmaz, Barış Kudar, Necati Aygın’ı uğurladık... Temmuz ayında Hikmet Abi (Çetinkaya) ayrıldı aramızdan… Tayyar Amca’yı Celal’i, Barış’ı, Necati’yi gördüğünü öğrendik.
Onlarla birlikte gitmenin alemi neydi… Söyledik sana Hikmet Abi’nin peşinden gitme diye. O biliyorsun Troya yollarında... Neymiş bir çift söz söyleyecekmişsin! Bulamazsın dedik, dinlemedin!
Burada bir sürü eşin dostun var… Onların hiç mi hatırı yok!
Tamam bizler de bir iki tek atar Bab-ı Ali’de, sonra da beraberce sade kahve içerdik …
Kırk yıllık hatırımız var…. Yok, demiyorsun biliyorum… Seni araya araya bir hal olduk, nereye baksak bulamadık! Yoksun, işte! Şenay’ı gördük seni ararken…Şenay üstelik selamımızı da söylemiş sana…
Ne vardı söz dinlemeyecek, bizleri böyle mahzun, boynu bükük bırakıp gidecek…
Dostlarını gördün, iki çift laf ettin, özlem giderdin diyelim, insan laf dinler ve dönerdin be kardeşim! Yok, inadın inat. Sanki bizlerle çok mu kalmış oldun? Hep kendi kafana gidiyorsun, hep unutulmayacak gülüşünle ve hala gözlerinle gülüp duruyorsun!..
Dostluk, değil mi? Yüreğinin ve gülümsemenin sırrı değil mi?
"Sevmenin Kitabını" Eduardo Galeano yazdı.[i] Yoksa kitaptaki "Dostluğa Övgü" öyküsünü beraber mi yazdınız?
Öykü aklımda kalmış. Juan Gelman mı yoksa sen mi anlatmıştın hatırlamıyorum. Bir hanımefendinin Paris’in caddelerinden birinde elindeki şemsiyeyle kalabalık bir belediye işçi topluluğuna saldırdığını anlatmıştın.
"İşçilerin güvercinleri avladıkları sırada, kadın bir Bıyıklı Ford’dan, hani şu manivelayla çalıştırılan müzelik arabaların birinden inmiş ve şemsiyesini sallayarak saldırıya geçmiş. İki eliyle kavradığı şemsiyesiyle indirdiği darbelerle kendine yol açmış ve adaleti sağlayıcı şemsiyesini kullanarak güvercinlerin yakalandığı ağları parçalamış. Güvercinler açılan gedikten beyaz tüy karmaşası yaratarak kaçarken hanımefendi şemsiye darbelerini işçilere yöneltmiş."
Kadının kolu şemsiye sallamaktan yorulmuş. İşçiler emir kulu olduklarını söyleyerek sadece kendilerini korumuşlar. Kadına bu davranışın nedenini sormuşlar… Kadın şöyle söylemiş:
"Oğlu öldü."
İşçiler çok üzgün olduklarını, ama bunun suçlusunun kendileri olmadığını söylemişler. Ayrıca o sabah yapacak daha bir sürü işlerinin olduğunu belirtip izin istemişler.
"Oğlum öldü" diye tekrarlamış kadın.
İşçiler onun üzüntüsünü anladıklarını, ekmek parası kazanmak için güvercinleri yakaladıklarını, Paris’te başıboş dolaşan milyonlarca güvercinin bulunduğunu ve güvercinlerin bu şehrin başına bela olduğunu söylemişler. Bunun üzerine "sersemler" diyerek bir kez daha kızan hanımefendi uzaktan şöyle seslenmiş........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d