menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dersim’de kuşların peşinde

28 6
06.09.2025

Gazeteci Duygu Kıt, pandemide başladığı kuş gözlemciliğini bugün Dersim’in dağlarında, ormanlarında sürdürerek yüz elli türü kayıt altına aldı. Onun hikâyesi sadece kuşların değil, bölgenin ekolojik zenginliğinin de aynası.

Pandemide köyde doğayla baş başa kalırken gözünü etrafa çeviren gazeteci Duygu Kıt, fark etmediği bir dünyanın içine girdi. Renk renk kuşlar, birbirinden farklı sesler… Şehirde yaşarken kaybolan tüm bu canlılık, onun için bambaşka bir keşfin kapısını araladı.

Kıt, “Şehirde yaşarken hiçbir rengi, hiçbir çiçeği, hiçbir kuşu fark edemiyorsunuz. Kuşların yaşam alanı da giderek daralıyor. Doğaya çıktığımda ise aslında dünyanın ne kadar azını görebildiğimi fark ettim” diyerek başladığı serüveni anlatıyor.

Kuşları önce resmederek, Google’dan renklerini aratarak tanımaya çalışan Kıt, zamanla gözlemlediği kuşları seslerinden ayırt etmeye başladı. İlk gözlemlediği kuşun yeşil ağaçkakan olduğunu söylüyor. Bir arkadaşının hediyesiyle beraber dürbünle kuş gözlemine devam eden Kıt, dürbün artı telefon kaydı ile Dersim’de erkek kiraz kuşunun üreme alanını kayıt altına aldı. İlerleyen süreçte daha profesyonel bir gözlem için aldığı fotoğraf makinesiyle de gözlemlerini güçlendirdi.

Bugün kendi imkanlarıyla 150 farklı kuş türünü kayıt altına alan Kıt, bölgedeki çeşitliliğin aslında çok daha büyük olduğunu hatırlatıyor. Kıt’ın aktarımına göre Milli Parklar’ın kayıtlarında ise şimdilik Dersim’de yaklaşık 250 tür bulunuyor.

Duygu Kıt’ın gözlemleri, Dersim’in ekolojik zenginliğine işaret ediyor. Ancak insan faaliyetlerinin kuşlar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu da vurguluyor:

“Dersim’de yaban hayatına büyük saygı var ama şehirdeki yoğun gürültü ve ışıklandırma kuşlara ciddi zarar veriyor. Dersim’in popülerliği gittikçe artıyor çünkü gerçekten ‘keşfedilmemiş’ bir coğrafya. Belki yanından bin kez geçtiğimiz bir çiçek hiç keşfedilmemiş bir tür olabiliyor Dersim’de. Çünkü yıllardır süregelen savaş gerçeğiyle de birlikte alan çalışması yapabilmek hep güç oldu. Örneğin ben kuş gözlemi yapmak, arazide olmak istiyorum ama bunun için ciddi handikaplar var.”

Kıt’a göre bölgede kuş çeşitliliğini korumaya dönük özel bir çalışma yok. Fakat yaban hayatı çeşitliliğinin korunması yönünde taleplerin her dönem gündemde olduğunu belirtiyor.

Kuş gözlemleri sırasında yaşadığı anılar arasında sevinçli ve hüzünlü olanlar var. Kıt şöyle anlatıyor,

“Kargaların 7 yaşındaki bir insanın beynine sahip olduğunu öğrendiğimden beridir de onlara ayrıca hayranım. Munzur Vadisi'nde sabah yürüyüşü sırasında bir kargaya arabanın çarptığını gördüm ve onu yoldan uzaklaştırdım. Kendi grubu inanılmaz bir bağrış içindeydi. Sonra yaklaşık 10 gün boyunca oradan her sabah yürüyüşüme devam ettiğimde kargaların sürekli beni görünce bağırdığını fark ettim. Çünkü muhtemelen kuşu benim öldürdüğümü ve zarar verdiğimi kodlamışlardı.”

Bir başka gözlemini ise şöyle aktarıyor:

“Dağ tırmanışında iki karakızılkuyruğun havada dans eder gibi hareket ettiğini gördüm. Turnaların semahı gibiydi. Daha sonra bu alanda bana çok desteği olan biyolog arkadaşımdan öğrendim ki yılana karşı uyarı hareketiymiş. İnanılmaz bir görüntüydü.”

Duygu Kıt, ilerleyen dönemlerde Dersim’deki kuşların mitolojik özellikleri üzerine çalışmak istiyor. “İnsanların kuşlarla, yakınlarına gelen kuşlarla bağlantıları çok dikkatimi çekiyor. İshak kuşuna ya da Büyükbaştankaraya felaket atfediyor Dersimliler. Ya da Guguk kuşuna kuşaklar boyu anlatılan bir mit bıraktılar. Bu da benim çok ilgimi çekiyor. Kuşların mitolojik özelliklerini, bu kuşların Dersim’deki yerlerini, kışın gidenleri, gitmeyenleri, göçenler, göçmeyenler gibi birçok alanda çalışma yapmak istiyorum ama bunun için iyi bir ekipman gerekiyor. Bu yüzden yolum var. Kendim gözlemledikçe bu araştırmaları ve gözlemleri derlemeye devam ediyorum. Özellikle yaşlılardan aldığım bilgiler çok büyük bir kaynak oldu. Ama profesyonellik için gerekli teknolojik ekipmanlar maddi bir handikap aynı zamanda.” diyor.

Bugün geldiği noktayı ise şu sözlerle özetliyor:

“Bir ormanda, dağda, vadide kuşları bilerek, seslerinden tanıyarak yürümek, hangisinin o an orada olduğunu bilmek büyüleyici bir duygu.”

Duygu Kıt’ın hikâyesi, yalnızca bir bireyin doğayla kurduğu bağ değil; Dersim’in ekolojik zenginliğini görünür kılma çabası aynı zamanda.

Dersim il sınırlarında yer alan Munzur Vadisi Milli Parkı, Türkiye’nin en büyük ve en zengin biyolojik çeşitliliğe sahip koruma alanlarından biridir. 1971 yılında milli park ilan edilen bölge, yaklaşık 42.000 hektarlık bir alanı kaplamakta ve Munzur Dağları ile Munzur Suyu Vadisi boyunca uzanmaktadır.

Park, yalnızca görsel güzellikleriyle değil, aynı zamanda bilimsel açıdan da son derece kıymetlidir. 1.500’e yakın bitki türüne ev sahipliği yapan alanda, 227 tür Türkiye’ye, 43 tür ise sadece Munzur’a özgüdür. Bölgenin zengin florası arasında kekik, dağ çayı, Munzur düğün çiçeği ve nadir menekşe türleri öne çıkar.

Yaban hayatı açısından da dikkat çeken vadide; boz ayı, vaşak, yaban keçisi, ur kekliği gibi çok sayıda tür doğal ortamında yaşamını sürdürmektedir. Ayrıca kaya kartalı, akbaba ve........

© Bianet