menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İşkence aletleri buluntuları*

9 0
09.10.2025

*Karanlık Dersler filminden bir alıntı

Eğer dünya liderlerine savaşın ne kadar can yakıcı olduğunu anlatmak isteseydim sanırım Werner Herzog’un “Karanlıkta Dersler” isimli belgeselini izlemelerini isterdim.

Yazının başlığında okuduğunuz “İşkence aletleri buluntuları” cümlesi de bu belgeselde geçiyor. Belgeselin anlattığı yıkıcılığı bir sonucu sanırım belgesel çok erkek olsa da iki kadın ve bir çocuğun varlığı belgeseli daha anlamlı kılıyor.

Bu kadınlardan birinin anlatısına göre çocuklarından ikisi gözü önünde kaçırılıyor ve çocuklarına işkence ederek öldürülüyorlar. Kadın, bunları zar zor neredeyse işaret dilini kullanarak anlatıyor. Çünkü bu ihlallere tanık olduktan sonra konuşma yetisini kaybediyor.

Belgeseldeki ikinci kadın da kucağında 4-5 yaşlarında bir çocukla görünüyor ekranda. Çocuğun bakışları olabildiğince masum bir o kadar da “sorgulayıcı”. Bu sorgulayıcı hali, annesinin anlatımı ile netleşiyor. Çocuğun gözü önünde evine baskın yapan askerler, anne ve babaya saldırdıktan sonra babasını öldürüyorlar. Çocuk çok az konuşuyor ve bu konuştuğun zamanların birinde annesine “Ben konuşmayı öğrenmek istemiyorum” diyor. O sorgulayıcı bakışları ile annesinin konuştuğu dakikalarda bu kişilerin ona veya annesine zarar verip vermeyeceğini anlamaya çalışıyor sanki.

Sözünü ettiğim belgesel, bu yıl 12. kez düzenlenen Bozcaada Ekolojik Filmleri Festivali’nin (BİFED) açılış gecesinde izleyici ile buluştu.

Aslına bakarsanız belgesel Körfez Savaşı’na odaklanıyor. Müziği mi yoksa görsel anlatımı mı daha etkileyiciydi diye soracak olursanız, her ikisinin de olduğunu söyleyebilirim.

Bir an için gözlerimi kapadım ve kendimi bir klasik müzik konserindeymiş gibi hissettim, fakat gözlerimi açtığımda ekranda beliren yıkım, yangın ve çorak toprak görüntüleri, aslında bir savaş coğrafyasından alınmış bir belgesel sahnesinin tam kendisiydi. Müzik sanırım bu görüntülerdeki yakıcılığa dayanabilelim ya da aksine bizde bıraktığı iz daha katmerlensin diye seçilmiş gibiydi. Bilemiyorum.

Belgesel gösterimin hemen öncesinde, umut veren gerçekten güçlendiren bir açılış yapıldı. BIFED Ekibi’nden Nigar Mat’ın sunduğu törende, daha önce duymadığımız bir ödülle de karşılaştık. Bilmiyorum siz de düşünür müsünüz, iyi insanlar hayatını kaybettiğinde onların yaptığı işleri sürdürecek kişiler olacak mı? Hiçbir karşılık beklemeden hiç tanımadığı belki de tanıyamayacağı insanlar için, hayat için bir şeyler yapan, çabalayan insanlardan söz ediyorum. Bu kişilerin varlığını nasıl onurlandırabiliriz? Yaptıklarının örnek olduğunu nasıl anlatabiliriz?

BIFED ekibi, soruya Gelecek Nesillerin Işığı Olmak” başlığı ile yanıt veriyor. Bu ödüllerden birini Bozcaada’daki Sulubahçe Kumsalını her gün temizleyen Taylan Başaran’a ve diğerini de Ada’nın bütün çocuklarına dokunan, judo sporunu öğreten Bilge Doğru’ya veriyorlar.

Festival yönetmeni Petra Holzer, Filistin kefiyesiyle katıldığı törende şunları söyledi:

“Bu atmosfer, bu birlik olma deneyimi sizler olmadan mümkün olamaz: Yerel halk, yıllar içinde ailemiz haline gelen dostlarımız ve dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimiz… Birlikte olduğumuz sürece BIFED’in var olacağına inanıyoruz.”

Holzer, konuşmasında yakın zamanda vefat eden iki ilham verici ismi de andı:
Belgesel sinemasına yön veren Jill Godmilow ve primat araştırmalarında çığır açan Jane Goodall. Holzer, “Yaşasın Jill ruhu, yaşasın Jane ruhu!” dedi.

Bozcaada Belediye Başkanı Yahya Göztepe, açılışta yaptığı konuşmada BIFED’in önemine vurgu yaptı:

“BIFED, yaralarımızın ve küllerin içinden doğan, ilham verici mücadele hikâyeleriyle hepimizi iyileşmeye, düşünmeye ve harekete geçmeye davet ediyor. Çünkü biliyoruz ki, gerçeklerle yüzleşmeden değişim; dayanışma olmadan iyileşme mümkün değil.”

Uluslararası jüri üyeleri arasında Antonio Bella, Melisa Önel ve Reine Chahine yer alıyor.
“Naci Güçhan Öğrenci Ödülü” kategorisinde yarışacak filmleri ise Murat Çetinkaya, Sofia Verza ve Polytimi Zeideğerlendirecek.

Geçtiğimiz yıl ilk kez verilen İdil Schneider-Bulut Müzik ve Ses Tasarımı Ödülü, bu yıldan itibaren her yıl verilmeye devam edecek. Bu kategorinin danışmanı Bruno Schneider, jüri üyesi ise ses sanatçısı Enis Çakar oldu.

“Panorama” bölümünde, ön jüri tarafından seçkide yer almamasına rağmen değerli bulunan 19 belgesel seyirciyle buluşacak.

Ayrıca, toplam 45 belgeselin izleyiciyle buluşacağı festival,........

© Bianet