menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Cinayeti ben gördüm”, âşığım gördü!

17 0
07.09.2024

“Hatırlayış”, kör bir adam olan bir İngiliz centilmeni Gilbert Vaughan’ın, gecenin bir vakti arkadaşının evi yerine yanlışlıkla başka bir eve girerek burada tanık olduğu cinai bir olayın yıllar sonra hayatını etkileyecek şekilde karşısına çıkmasını ve Bay Vaughan’ın bu olayın ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmasını konu ediniyor.

Klasik polisiye-dedektif romanları okumak için elimize aldığımızda karşılaşacağımız şeyler bellidir: Maktul, fail ve bu ikisinin arasındaki husumetin nedenini çözüp katili yakalayan acar bir rütbeli polis ile genç ama gözü pek bir iki yardımcı. Ancak örnek vermek gerekirse, ilk sıraya koyabileceğimiz “Agatha Christie’s Marple” gibi sıradan insanların polislerin, dedektiflerin veya bu iş için kurulmuş resmi birimlerin yerine bir cinayeti açıklığa kavuşturmaları, “normal” polisiye-dedektif romanlarına göre daha heyecanlı bir süreç dahilindedir.

Zira henüz “sıradan” vatandaşı kimdir, necidir diye sorup sorgularken, o “sıradan” kişi cinayeti tüm yönleriyle aydınlığa kavuşturunca ister istemez bir sempati duyarız. Tıpkı, bu türün en önemli temsilcilerinden Hugh Conway’in İthaki Yayınları’ndan Leyla Esen çevirisiyle yayımlanan “Hatırlayış” kitabındaki gibi…

26 Aralık 1847’de doğan, gerçek adı Frederick John Fargus olan İngiliz romancı Hugh Conway, “Hatırlayış”ı 1883 yılında kaleme almış. 350 binden fazla satan ve 1884’te bir tiyatro oyununa da uyarlanan “Hatırlayış”, kör bir adam olan bir İngiliz centilmeni Gilbert Vaughan’ın, gecenin bir vakti arkadaşının evi yerine yanlışlıkla başka bir eve girerek burada........

© Bianet


Get it on Google Play