Türkiye’de siyasi atmosfer, her dönem olduğu gibi dinamik ve değişken bir yapıya sahip. İktidarın istikrarı sürdürme çabaları ve muhalefetin yön arayışı, ülkenin siyaset sahnesinde belirleyici olmaya devam ediyor. Bu süreçte, farklı siyasi figürler ve hareketler çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Son dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik hukuki süreçler ve siyasi tartışmalar da bu atmosferin en dikkat çeken unsurlarından biri hâline geldi.

İmamoğlu’na yönelik gözaltı süreci kimi çevreler tarafından hukukun doğal işleyişinin bir parçası olarak görülürken, kimi kesimler ise bunun siyasi bir hamle olduğu görüşünde. Türkiye’de geçmişte de farklı siyasi liderler benzer yargı süreçleriyle karşı karşıya kalmıştı. Ancak burada asıl önemli olan, hukukun üstünlüğü ilkesinin korunması ve herkesin hukuk karşısında eşit olduğunun vurgulanmasıdır.

Bu süreç yalnızca İmamoğlu ile sınırlı değil. Daha önce Selahattin Demirtaş'ın uzun yıllardır cezaevinde tutulması, benzer bir senaryonun İmamoğlu için de devreye sokulabileceği yönünde yorumlara neden oluyor. Eğer bu süreç bir tutuklamayla sonuçlanırsa, ilk etapta büyük bir kamuoyu tepkisi oluşması muhtemel. Ancak zamanla........

© Başkent'te Karar