Yıllar önce tanıdıklarımın müşahedesi şu minvaldeydi.

“Kuzeyin güçlü kuvvetli devletlerinden olan gariptir; fakat “ayı” namıyla da ima edilen, birçok devleti etçil bir çiçek gibi yutmuş olan, karlarıyla, buzlarıyla meşhur, soğuğuyla meşhur, Sibirya’sıyla meşhur ülkesi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) henüz Rusya olmamıştı.

Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan, Türkmenistan, Letonya, Estonya, vs. daha kendi ayakları üstüne kalkmamış, bugünkü Tataristan, Başkurdistan, vs. gibi özerk cumhuriyet, özerk bölge olduğu dönemlerdeydi.

Hükmü dünyada geçerli, çekim gücü yüksek iki kutuptan biri olduğu dönemlerdeydi.

Hassas olmasa da teknolojisi yüksek, silah sanayisi gelişmiş, kendilerine özel otomobiller, kamyonlar, otobüsler, hava taşıtları, deniz taşıtları yaptıkları dönemdi.

Kıtalararası balistik füze R-7’yi, ilk uydu Sputnik 1’i gönderdikleri dönemlerdeydi.

Dünya yörüngesine ilk canlıyı taşıyan Sputnik 2 ve oradaki köpek Layka’nın popüler olduğu, uzayda ve dünya yörüngesindeki ilk insan Vostok 1'deki kozmonot Yuri Gagarin’in uzay çalışmalarını yaptığı dönemlerdi.

Uzayda ve yörüngedeki ilk kadın Vostok 6'daki kozmonot Valentina Tereşkova’nın uzay çalışmalarını yaptığı günlerdeydi.

Venera 1 ve Mars 1, sırasıyla Venüs ve Mars'a uçtuğu, Venera 3 ve Mars 2’nin ilgili gezegen yüzeyi ile çarpıştığı ve Venera 7’nin ve Mars 3’ün bu gezegenlere yumuşak iniş yaptığı dönemlerdeydi.

Kar kuzeyin o koca devletine lapa lapa yağdığı dönemlerdi.

Çok yerde, çatılarda, tren istasyonlarının çatılarında, hava alanlarında kocaman yazılarla SSCB reklamlarının yapıldığı yıllardı.

Fyodor Dostoyevski, Lev Tolstoy, İvan Turgenyev, Gogol ve Maksim Gorki, Aleksandr Puşkin gibi yazarların çoktan insanlara veda edip “baki âlem”e göç edip gittikleri dönemlerdi.

Ya da dur dur,........

© Başkent'te Karar