Evrenin sessizliğinde bir fısıltı: K2-18B’de yaşamın kimyasal izleri
Evrenimiz sadece yıldızlardan ve galaksilerden oluşan dev bir boşluk değil; aynı zamanda sonsuz ihtimallerin yankılandığı bir gizem. İnsanlık tarih boyunca gökyüzüne bakarken hep aynı soruyu sordu: "Orada başka biri var mı?" Hatta Sümerler’den beri tüm toplumlar gökyüzüne bakarak yalnız mıyız sorusunu sordular. Belki de bu soru artık bir cevaba biraz daha yakın: Çünkü 124 ışık yılı uzaklıktaki bir ötegezegen olan K2-18b, bize yaşamın sessiz ama net bir sinyalini gönderiyor olabilir.
K2-18b, Dünya'nın dokuz katı büyüklüğünde, bir kırmızı cüce yıldızın yaşanabilir kuşağında (Goldilocks Bölgesi) bulunan bir gezegen. Yaşanabilir kuşak ifadesi, yüzeyinde sıvı su bulunma ihtimalinin yüksek olduğu anlamına geliyor. Ancak K2-18b'nin bizi heyecanlandıran asıl yönü boyutu değil, atmosferinde tespit edilen bazı "hayat belirtisi" niteliğindeki gazlar. Bu gezegen, 2021 yılında önerilen ve "Hycean" olarak adlandırılan yeni bir ötegezegen sınıfına giriyor. "Hycean", hidrojen (hydrogen) ve okyanus (ocean) kelimelerinden türetilmiş. Bu sınıfa giren gezegenlerin kalın hidrojen atmosferleri ve dev okyanusları olabilir; dolayısıyla yaşam için gerekli koşulları barındırma ihtimalleri diğer ötegezegenlere göre oldukça yüksek.
NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST) ile yapılan gözlemler sonucunda, K2-18b’nin atmosferinde dimetil sülfür (DMS) ve kardeş molekülü dimetil disülfür (DMDS) izlerine rastlandı. Bu moleküller, Dünya’da neredeyse yalnızca biyolojik süreçlerle üretilen ve özellikle okyanuslardaki mikroskobik planktonların faaliyetleri sonucu ortaya çıkan moleküllerdir. Hatta deniz etrafında hissettiğimiz yosun kokusunun temelinde de bu iki kimyasal yatar. İşte tam bu noktada bilim dünyası oldukça heyecanlanmış durumda. Çünkü eğer DMS izlerine rastlandıysa, bu yalnızca kimyasal bir iz değil; aynı zamanda olası mikrobiyal yaşamın bir izi........
© Aydınlık
