menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hollywood’a fısıldayan adam: Robert Redford

25 1
19.09.2025

Üç gün önce 89 yaşında hayata veda eden Robert Redford, gençliğinde basketbol oynayan, ressam olmak için Paris’e giden, ardından aktörlükte karar kılan ve bazı tiyatro oyunları ile televizyon dizilerinde küçük roller üstlenen bir sanatçıydı. Yakışıklı mı yakışıklı, sarışın, gözde bir tipti ama uzun süre hep ikincil rollerle yetinmek zorunda kaldı. “Bütün hayatım boyunca bir tür suçluluk duygusu taşıdım, çünkü görünüşümle gerçek iç dünyam arasında hep büyük fark vardı” diyeceği bu dönemin ardından 1960’lı yıllarla birlikte başarı adım adım geldi.

Bir oyuncu olarak, Paul Newman’la karşılaştırılıyordu ve birlikte Vahşi Batı’nın iki kanun kaçağını canlandırdıkları “Sonsuz Ölüm” (Butch Cassidy and the Sundance Kid, 1969) filminden sonra Redford bir yıldıza dönüştü. Oyunculuk kariyerindeki “Belalı Elmas” (The Hot Rock, 1972), “Jeremiah Johnson” (1972), “Bulunduğumuz Yol” (The Way We Were, 1973), “Belalılar” (The Sting, 1973), “Muhteşem Gatsby” (The Great Gatsby, 1974), “Akbabanın Üç Günü” (Three Days of the Condor, 1975), “Başkanın Tüm Adamları” (All the President’s Men, 1976), “Brubaker” (1980), “Benim Afrikam” (Out of Africa, 1985),........

© Aydınlık