menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Neden İstanbul’u bırakıp tatile gidiyoruz biri açıklasın

59 6
14.09.2025

İzindeyiz.

Güya.

Bırakmıyorlar ki şöyle ağız tadıyla izin yapalım.

O da neydi??

Çoktan unuttuk gittik.

Bir kere ille en az 500-600-700 km’lik yol yapacaksınız.

Kendi kentimden söz edeyim. Koca İstanbul yaz aylarında yer değiştiriyor. Oysa burnunun dibi deniz kum. Hafta sonları sele-sepet, çoluk çocuk doluşurduk babamın hastalarından birinin dolmuşuna giderdik yakın kıyılardan birine. Akşama kadar oh ne güzel. Gazinodan çaylar kahveler gazozlar alınır, ek birkaç ilaveyle masalar evden getirdiklerimizle donatılırdı.

Daha sonraları yazlıkçılık başladı. Heybeliada en “mütevazi” adaydı bizim için. Dört -beş aylığına ev kiralıyoruz. Her yıl aynı eve gidiyoruz. Bir tek yatak yorgan denkleri ve buzdolabı taşınırdı. Adanın özel hamalları vardı.

Harp Okulu ve Lisesi orada olduğu için “mazbuttu”. Babam askeri hekimlikten emekli. İkinci Dünya Savaşı sonrası yokluk yılları herhalde… Tüberküloz olmuş yüzbaşıyken ayrılmış. Şehit çocuğu. Tevfik Sağlam babasıyla aynı dönem Çanakkale cephesinde. Belli ki elinden tutmuş. Ondan sonra da Çapa Verem Savaş Dispanseri’ne 45 yıl başhekim… O da hastaya müşteri değil, hizmet edilmesi gereken olarak gördüğü için “yoksul babası” cinsinden hekim. Maaş biz kızların okul parasına ancak yetiyor zaten.

Askeri plajdan para vermeden giriyoruz. Öyle barlar-cazlar da yok…
Tek lüks fayton. İnönü bile Mevhibe Hanımın elinden tutar, vapurdan inince yürüyerek evine gelirdi. Birlikte plajdan çivileme atlardık.

Babam CHP İl İdare Kurulundaydı. İnönü ve dünürü Sohtorik’le briç oynardı.

Hem de ne ciddi, ne iddialı…

Bir keresinde İnönü’nün iki buçuk lirasını almışlar da bütün adaya gösterdiler…

İlkokul yaşlarımızdan başlayarak öyle büyüdük.

Adanın yerlisi olduk.

Balık gibi yüzer olduk. Kaşık Adası’na kadar gidersin… Gidemezsin yarışları…

Aslında yüzmeyi İstanbul Boğazı’nda Arnavutköy İlkokulu’nun önündeki kıyıda öğrendim. O zamanlar daha da küçüğüz. Çapa İlkokulu’na gidiyoruz bütün kardeşler. Hemen evimizin iki sokak ötesi. Başöğretmenimiz Nadide Arcan. Eşi albay. Onlar da tatili bütün öğretmenlere sunulan olanaktan yararlanarak yapıyorlar. İstanbul’daki ilkokulların sınıfları belli........

© Aydınlık