Türk ekonomisi bir Üretim Devrimi’nin eşiğinde.

Ya yapacak… ya yapacak!

Ucuz enerjiye ihtiyacı var.

Şu haritayı görüyorsunuz değil mi…

Botaş’ın doğal gaz boru hatları haritası. Her yanımız döşeli.

Petrol desen… Üç komşumuzda da Yükselen Asya cephesindeki bütün hemdert dost ve soydaş ülkelerde de var. Yanında bonusu alfabenin bütün harflerinden nadir elementler, mineraller de dahil…

Söze böyle başlayacağım.

Kısa ve öz çünkü.

ABD Başkanı diyor ki, “Hayır onlardan almayacaksın, millerce öteden ben sana LNG (sıvı doğal gaz) satacağım!”

-Neden?

-Çünkü TRÇ ittifakı benim için tehlikeli. Onu gerçekleştiremezsiniz!

-Ama onlar benim komşum, iki adım ötemde, hem de ucuz veriyor…

-Hayır, ben ne dersem o… senin “ihtiyacını” çok zekice ben bilirim… bu masa öyle masa… varsan varsın.

…

Hurra… “bizim basın” ayakta… alkış alkış…

“Görüşme çok olumlu!”

“Bizim basın” tribünleri karıştırdı.

Trump çok memnun.

Barrack çok memnun alkış… alkış…

Trump diyor ki “Siz ABD basınından daha iyisiniz!”…

Nasıl övünme … Bize öyle dedi duydunuz mu…

Bu haber! Bu haber!

Ama bir ABD başkanının Cumhurbaşkanımıza “saygınlık” vermeye kalkışması haber değil.

Soru bile değil.

51 yıldır basın emekçisiyim. Nereye bakacağımı şaşırıyorum.

İlk talep.

Heybeliada Ruhban Okulu.

Görüşmek için ABD Başkanı’nın “direktifi” mi gerekiyor?

O 657’ye bağlı Türk vatandaşı bir memur. Bir görevli.

Askerliğini 1961-63 yıllarında Türk Ordusu’nda yedek subay olarak yaptı.

Cumhurbaşkanımız onun da cumhurbaşkanı.

Fatih Kaymakamı onun da kaymakamı.

Ne işi var çat kapı ABD Başkanı’nın yanında.

Onun amiri Fatih Kaymakamı böyle görüşebiliyor mu…

Bir adabı yok mu…

Mesele “adap” ya da “kural” meselesi değil.

Ayrıca okul zaten açık. Din adamı yetiştirmesinde bir sakınca yok. Bir kısıtlama yok. Ancak ihtiyaç olmadığı için faal değil.

Bina uzun zamandır kullanılmıyor.

Türkiye’nin tarihî zenginliğidir. Tamirat gerekiyorsa yapımında destek olunur, bina restore edilir.

Sorun o değil. Ekümeniklik meselesi.

Bartholomeos’un derdi ve görevi başka. Sorun TRÇ ittifakı.

O masada biz Trump’tan hesap sormalıydık.

Siz bizim yasalarımızı nasıl hiçe sayarsınız.

Ekümenik sıfatıyla görüşürsünüz!... diye…

Tam tersi oldu.

Sanki biz kabahatliymişiz gibi.

Tamam efendim, düzeltiriz… gidince hemen görüşürüz dedik.

…

Hurra… “bizim........

© Aydınlık