Bu vatanı, bu toprakları seveceksin bu milleti seveceksin
Ertuğrul Bulut arkadaşımızı yitirdik.
Kimsesiz değildi.
Kimsesi Parti olan kişilerdendi.
Ünlü bir yazar… çizer… müzisyen… değildi.
Ünü büyüktü aslında. Çünkü ünsüz bir Parti hizmetlisiydi.
Elinde kamerasıyla ihtiyaç olan dağda ya da bayırdaydı.
Koş Ertuğrul Abi!
İşinde ustaydı.
Belgeselciydi.
Hastalandı.
Sesi gitti.
Yüzünden gülümsemesi, gözlerinin ışıltısı hiç gitmedi.
Son günlerine kadar Parti’nin, ilk gününden bu yana emek verdiği Ulusal Kanal’ın nöbet kapısındaydı.
Büyük küçük hepimize ayağa kalktı.
Partimizin pek kıymetlisiydi.
Sessizce gitti.
Hoş sedası bize miras kaldı.
Dünya çapında hatta ünlü yazarla, çizerle, sanatçıyla, iş insanıyla, bilim insanıyla uzun süreli dostluklarım oldu.
Onların arkasından yazan çok oldu.
Açık söyleyeyim.
Yaşamış olsa, yani yitip giden kalkıp konuşsa şöyle diyeceği insanlar “kimdi o ya, ben anımsamıyorum bile onu…” artık nedense ününden ün kapmak kaygısı mı nedir… yazılar döşendiler konuşmalar yaptılar.
A ben de tanırım… hatta geçerken bir kere geçe şöyle sarmaş dolaş dosttuk diye yazanlar…
Hastayken arayıp sormayan ama cenazesinde nutuk atmaya gelenler.
Ya da hayattayken yüzüne bile bakmayanlar, arkasından öve öve yere göğe sığdıramayanlar…
Bazen de tam tersi.
Yaşarken yağ........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein